DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI BU CADDELER-BU SOKAKLAR, “BİZE” YASAK KORONA!..* “Başınıza gelen her musîbet kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah, birçoğunu da bağışlar.” (Kur’ân-ı Kerîm; Şûrâ Sûresi, âyet 30)
* “Her nefs (canlı) ölümü tadacaktır.” (Kur’ân-ı Kerîm-Âl-i İmrân Sûresi, âyet 185)
* “Eğer Allah, insanları zulüm ve küfürleri yüzünden hesaba çekiverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah, onları (kendilerine takdir edilmiş) ecel-i müsemmâya kadar geciktirir. Onların ecelleri geldiği zaman ise onlar, ne bir saat geri kalabilirler, ne de ileri alabilirler.” (Kur’ân-ı Kerîm-Nahl Sûresi, âyet 61)
* “Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır.” (Kur’ân-ı Kerîm-Fâtır Sûresi, âyet 11)
* “Allahü teâlâ ezelde insanları yaratırken; ecellerini, ömürlerini ve rızıklarını takdir etmiştir.”, “Rızık temini yolunda canını veren şehittir.”,
“Müslümanların derdini, kendine dert etmeyen Müslüman değildir.”, “İçlerinde kötülükler işlenen bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu hâlde seyirci kalır, müdahâle etmezse, Allah’ın hepsini saran umumi bir belâ göndermesi yakındır.”,
“Kader, tedbir ile sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan duâ, o belâ gelirken korur.”, “İstiğfara devam edeni Allü teâlâ dertlerden kurtarır.”, “Kazâ-i muallâkı, hiçbir şey değiştiremez. Yalnız, duâ değiştirir ve ömrü, yalnız ihsân, iyilik arttırır.”,
“Hasbünallahu ve ni’mel vekil (Allah bize yeter; O, ne güzel vekildir)”,
“Beş vakit farz namâzdan sonra yapılan duâ kabûl olur.”, “Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ, nasıl kabûl olunur?”,
“Mü’minin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır duâ kabûl olur. Bir melek, ‘Allah, bu iyiliği sana da versin! Âmin’ der. Meleğin duâsı red edilmez.”, “Çalışmadan duâ eden, silâhsız harbe giden gibildir.”,
“Mümine; dert, belâ, üzüntü, hastalık, eziyet gibi sıkıntı verici şeylerden biri gelirse, Allahü teâlâ bunu günâhlarına kefâret (bedel) eyler.”, “Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ecelleri, ömürlerini ve rızıklarını takdir etmiştir.”,
“Öldükten sonra da, hayâtta olduğum gibi bilirim.” (Hz. Muhammed “sallallahü üleyhi ve sellem
”)* “Hak, şerleri hayr eyler/Zannetme ki gayr eyler/Ârif ânı seyreyler/Mevlâ görelim n’eyler/N’eylerse güzel eyler.” (İbrahim Hakkı Erzurûmî “r. aleyh”)
* “Kula belâ gelmez Hakk yazmadıkça/Hakk belâ yazmaz kul azmadıkça!” (Atasözü)* ”Ecel: Ehl-i Sünnet anlayışına göre ecel ne öne alınır, ne sona. Buna rağmen kul, hayatını tehlikelerden muhafaza için her türlü tedbiri almalı, hayatını tehlikeye atmamalıdır. Ömrün ‘
Ecel’ denilen sonu, ancak
Cenâb-ı Hakk’a aittir, ancak kul için tedbir emredilmiştir.”
(Hamdi Mert-Tercüman Gazetesi Ansiklopedik İslâm İlmihâli, s. 39)* “Ecel-i müsemmâ: Belli vakit, bilinen ecel. Allahü teâlânın bir kimse için ezelde takdir ve tâyin buyurduğu (belirlediği) hiçbir şekilde değişmeyen ecel.”
(Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü, c. 1, s. 92) * “Değil mi cephemizin sinesinde îmân bir/ Sevinme bir, acı bir, gâye aynı, vicdân bir.”
(Mehmet Âkif Ersoy-Safahat)* “Oy Korana-Korona, çıktın dünyâ turuna/Bize gelsen ne yazar, maske taktuk buruna!.” (
Yılın Bestesi’nden)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere, “
Korona” denilen “
Kovid-19 virüsü” sebebiyle;
“Hükûmetimiz”ce seri bir takım
“Kararlar” alınmış ve
“İçişleri Bakanlığımız” da bunlardan biriyle ilgili olarak
“21 Mart 2020” tarihi, saat
“24.00”dan sonra
“65 Yaş ve Üstündeki Vatandaşlar İçin Sokağa Çıkma Yasağı” getirmiştir.
“Biz Yaşlılar” için ve de genelde “
Toplum Sağlığı” faydasına alınan bu “
Tedbir”, elbette ki “
Takdir”i değiştirmez.“21.03.2020” tarihli “
Yeni Akit Gazetesi”nin “
Osmanlıca” eki olan “
Sırat-ı Müstakîm Dergisi”nde neşredilen “
Perdeye Değil, Hakikate Bak” başlıklı bir yazı da aynen bunu söylemekte: “
Takdir-i İlâhî esastır, tedbir ise fiilî bir duâ’dır. Biz, sebeplere riayet etmekle mükellefiz. Bununla beraber biliriz ki insanı zamansız ‘ölüm’den koruyan kendi ‘eceli’dir. Ecel asla değişmez. Azrâli (aleyhisselâm)ın saati dakiktir, milim şaşmaz. Hastkalıklar ve musîbetler, sâdece birer perdedir.”Biz de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımz ile hem bu hakîkati bir defa daha hâtırlatalım ve hem de “
Millî Kültür ve Edebiyâtımız”a bu hususlarla ilgili olarak, âdeta bir “
Vak’anüvist” misâli, bir de “
Târihi Halk Şiir” bırakalım dedik. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = * = = = Bu caddeler-bu sokaklar, “Bize” yasak Korona; Sanmayasın “Senin” oldu, başlamışsın horona; “Urus” geldi, “İncilus”u; “Rûm-Ermeni” gittiler!..“Senin” dahi “burnun düşer”, yaklaştın epey sona;“Çanakkale” önlerinden, bu yurdu “terk” ettiler!.. Bu camiler-bu mescidler, “Bize yasak” oldu dün; “Anlı-şanlı bir Paşa”mız, O da öldü-soldu dün; “Sinema”da şöhret idi, “Muhterem” gömüldü dün!..Sanma sakın “borun öter”, gidicisin Korona; “Senin” dahi “burnun düşer”, yaklaştın epey sona!.. Bu meydanlar, park-bahçeler; “Bize” yasak olmuş ha?“Çin”den geldin, “Coni”ye git; “Trump”a git ırağa; Selâmetle var git artık, dönme artık bir daha!..Sanma sakın “borun öter”, gidicisin Korona; “Senin” dahi “burnun düşer”, yaklaştın epey sona!.. Bu sahiller, çarşı-pazar, “Bize” yasak sayende;Geldi-geçer bu günler de, “Covit” bitmiş bak Sende; “Korku” saldın milyarlara, “Azrâil” var ensende!..Sanma sakın “borun öter”, gidicisin Korona; “Senin” dahi “burnun düşer”, yaklaştın epey sona!.. KAYIKÇ’Ali bu bir afat, çok can gitti-telefât;“Hijyen… Hijyen… Aman hijyen, bu kaldı bir mükâfat; “Abdest” alan “namâz” kılar, bir günde tam 40 rekât!..Sanma sakın “borun öter”, gidicisin Korona; “Senin” dahi “burnun düşer”, yaklaştın epey sona!..Derebahçe/SAMSUN, 21.03.2020