“YÜZ 19 DESTAN, 15 TEMMEZ’UN, 119 GÜNÜNÜN GÜNLÜĞÜ GİBİDİR!..” Röportaj: İSMET AKTAŞ Bilindiği gibi; içinde bulunduğumuz hafta, “15 TEMMUZ DEMOKRASİ ve ŞEHİDLER HAFTASI”dır ve bu vesile ile başta ülkemiz içinde olmak üzere pek çok ülkede ve dış temsilciliklerimizde çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir Saygıdeğer Okuyucularımız!..Biz de bu vesile ile, konu hakkında başta bir günlük gazetemizde 100’den fazla köşe yazısı yazmış olan ve bunları aynı konuda kaleme aldığı “destan şiirler” ile okuyucularının beynine âdeta kazıyan, ardından da benzer çalışmalarını “akasyamhaber.com” ve “Sahibi” bulunduğumuz “bizimsamsun.net” isimli internet/genelağ sitelerinde sürdüren ve de tamamını kitaplaştıran “Gazeteci-Yazar ve Halk Şâiri ALİ KAYIKÇI”yla bir söyleşi gerçekleştirelim dedik. Ortaya aşağıdaki yazı çıktı:İsmet AKTAŞ: - Kıymetli Gazeteci-Yazar ve Halk Şâiri Ali Kayıkçı Ağabeyimiz; öncelikle böyle bir görüşmeyi gerçekleştirmek için bize zaman ayırdığınız için size şahsım ve okuyucularımız adına teşekkürler eyliyor, sağlık ve âfiyet dileklerimizle birlikte hayırlı çalışmalarınızın artarak devam etmesini de Rabbimizden diliyoruz.Efendim; malûmunuz olduğu üzere bu hafta, “15 TEMMUZ DEMOKRASİ ve ŞEHİDLER HAFTASI”dır ve ilk günü itibariyle de millî bayramlarımızdan biri ve en sonuncu idi; çeşitli etkinliklerle kutlandı.Benim sormak istediğim; “15 Temmuz” ile ilgili olarak, basın-yayın ve edebiyat dünyâsında, özellikle de “kitap neşriyatı” bakımından, geride bıraktığımız üç yıl içinde neler olmuştur?.. Nasıl bir görüntü ortaya çıkmıştır?.. Bu husustaki tespitleriniz nelerdir? Bunları bizimle de paylaşır mısınız?..Ali KAYIKÇI: - İsmet Bey Kardeşim!.. İlginiz ve özellikle de hayır dilek ve temennileriniz için ben de kalbî teşekkürlerimi sunuyor ve bilmukabil size ve bütün okuyucularımıza da aynı şekilde yüce Rabbimizden niyâzda bulunuyorum.Efendim; bizim “Köşe Yazarı” olarak, “15 Temmuz”un hemen akabinde, elde mevcut bilgi ve belgelere istinaden kaleme aldığımız ilk yazının tarihi 18 Temmuz 2016’dır; bunu 19, 20, 26, 30 Temmuz günleri takip etmiş ve bir ay içerisinde, benzer şekildeki bu makâle ve şiir/destanlarımızın sayısı 14’e ulaşmıştır. Bu şu demektir: Âdeta bir “Vakanüvis Tarihçi” gibi hadiseleri takip ve değerlendirmenin yanında bir de “Bağdat Seferi”ne iştirak etmiş “Kayıkçı Kul Mustafa” gibi, bu târihî olayı ve arkasından vaki gelişmeleri “mısra-mısra”lar hâlinde kültür-sanat ve edebiyat dünyâsına bırakma gayreti içerisinde olduk. Bunun neticesi olarak da “30 Ağustos 2016”daki bir başka eser ile birlikte gerçekleşen ilk baskıda “10 Destan” yer alırken, 18 Mart 2017’deki 2’nci baskıda bu sayı “41 Destan”a, aynı senenin 29 Ekim baskısında “85 Destan”a ve bu yıl “23 Nisan 2019”daki “4’üncü baskı”da ise “Yüz 119 Destan”a ulaştırmak suretiyle, “Millî Mücâdele’nin 100. Yılı”nda, şanlı milletimize ve onun kültür-sanat dostu okuyucularına armağan ettik.Bizim gibi aynı heyecanla kaleme sarılan ve kitaplara sığmayan bu destanı yarınlara bırakan gazeteci-yazar ve akademisyenlerin, bu üç yıllık süre içerisinde kültür-sanatımıza kazandırdığı eserlerin sayısı 200’ü aşmış bulunmaktadır.“Diriliş Postası Gazetesi”nin bir haberine (Bkz: 16.07.2019, s. 2) ve “Kadim Yayın Grubu Genel Koordinatörü Serhat Buhari Baytekin”in tespitine göre “15 Temmuz sonrası farklı yayınevleri tarafından FETÖ’cü darbe girişimini konu alan 200’e yakın kitap yayınlanmıştır.”Abdülkadir Selvi’nin yazdığı “Darbeye Geçit Yok”, Cüneyt Özdemir ve Kenan Taş’ın “Bir Millet Direniyor-15 Temmuz Tanıkları”, Gülcan Tezcan, Halil İbrahim İzgi, Turgay Bakırtaş’ın “Okçular Tepesi-15 Temmuz Kahramanlarının Hikâyeleri”, Faruk Köse’nin “15 Temmuz Destanı-Tankın Değil Halkın Zaferi”, Yasemin Asan’ın “15 Temmuz’da Şehit Düştüler Başkent’i Düşüremediler”, Hande Fırat’ın “15 Temmuz’un Kamera Arkası”, Türkiye Haber Kameramanları Derneği’nin “KalkışMA-Habercilerin Kaleminden 15 Temmuz”, Anadolu Ajansı’nın “Haberciler Darbecilere Karşı-115 Haberci 15 Temmuz’u Anlatıyor”, Salih Uçar’ın “Kalkışma 24 Saat”, Fatih Kaplan’ın “15 Temmuz Ruhu”, Mehmet Tevfik Temiztürk’ün “On Beş Temmuz Şiirleri”, Bablı Tarhan’ın “Şiirlerle 15 Temmuz Ni’mel Ceyşleri”, Fatih Kahraman’ın “15 Temmuz Mesajları Milli Şuur Şiirleri”, Erkan Çav’ın “Küresel Kuşatmaya Direnen Türkiye-Vesayet, Operasyonlar, FETÖ, 15 Temmuz İstiklâl Mücadelesi” gibi araştırma, hikâye ve şiir kitapları yanında CD olarak da hazırlanan “Çırpınırdı Karadeniz-15 Temmuz Destanı” adlı eserler de vardır. Tabii ki bu listeye, bizim gibi kendi imkânları ile çalışmalarını kitaplaştıran ve eserlerini yayınevleri ve dağıtıcı kuruluşlar aracılığıyla değil de kendi ili-ilçesi çevresine yayanları da eklediğimizde bu sayı çoktan 200’ü aşmış olacaktır.İsmet AKTAŞ: - Efendim, sizin “…VE MİLLET DESTANI YAZDI, DÜNY’ÂLEM DE GÖRDÜ” adını taşıyan ve bir nebze yukarıda bahis konusu yaptığınız eserinizde, ele alıp köşe yazısına taşıdığınız mevzunun bir de “şiir/destan” yönü var. Bu hâliyle de bu eseriniz, bizce yukarıda adı geçen pek çok kitaptan farklı bir konum arzediyor. Bu hususta neler söyleyeceksiniz?..Ali KAYIKÇI: - Kıymetli Kardeşim ve Gazeteci-Yazar meslekdaşım İsmet Bey!.. Yarım asrı aşan bir gazeteci-yazarlık yanında, Rabbimin bir başka lütf-ü ihsânı olarak şiir ile de haşır-neşir olduk ve elhamdülillâh “tebliğ görevimizi” bir başka açıdan daha yerine getirmeye çalıştık.Ele alıp makâle mevzusu yaptığımız meseleyi bir de nazım tarzı ile işlemek suretiyle âdeta pekiştirmeye ve hafızalara yerleştirmeye çalıştık. İnsanımız zaten az okuyor; bu yolla da okumasını teşvik etmeye gayret ettik. Bunda da elhamdülillah, epeyce mesafe aldığımızı, köşe yazılarımızı ve kitaplarımızı daha bir okunur ve aranır hâle getirdiğimizi gördük. Bundan da dolayısıyla ayrı bir mutluluk duyuyoruz…16 Temmuz 2016-23 Ağustos 2018 arasında geçen yaklaşık 765 günlük sürenin 119 gününe ait bilgilerin yer aldığı yüz 119 şiir/destan ile, diğer bir ifadeyle, yaşadığımız her 7 günün birinde, yepyeni bilgi ve tespitlerle okuyucunun karşısına çıkmak ve yarınlara iki açıdan belge bırakmak kolay bir şey değildir…Diyoruz ve bu imkânı bahşeden Rabbimize bir kere daha hamd-ü senâlar eyliyor, bu röportaj vesilesi ile de Size ve yazılarımızı yayınlayan diğer “akasyamhaber” İnternet/Genelağ sitesine kalbî teşekkür ve başarı dileklerimi sunuyorum. Cenâb-ı Allah, yâr ve yardımcınız olsun ve milletimizi de dahili ve harici şer odaklarının fitne ve fesâdından korusun!.. Şehîdlerimize gâni gâni rahmetler, gâzilerimize de âcil şifâlar ihsân eylesin diyoruz…İsmet AKTAŞ: - Efendim, ben de şahsım ve temsilcisi olarak bulunduğum arkadaşlar adına, bu güzel duâya “Âmin!” diyor ve “sözün özü” kabilinden bu güzel sohbetimizi bir örnek yazı/destan ile bitirelim desek acaba nasıl olur?Ali KAYIKÇI: - Memnuniyetle İsmet Bey Kardeşim, memnuniyetle… Adı geçen eserimizin 2019 yılı Nisan ayındaki son yani dördüncü baskısının 469-479’uncu sayfalarında bulunan ve de 119’uncu yazısı olan “15 Temmuz Sökmedi, Şimdi Hedef: Borsa-Kur” başlıklı bir köşe yazısıyla noktalayalım:= = = * = = =* “İnsanların hesap görme zamanı yaklaştı; fakat onlar hâlâ habersiz, gaflet içindeler (bunu düşünmekten) yüz çevirip aldırmıyorlar.” (Kur’ân-ı Kerîm; Enbiyâ Sûresi, âyet 1)* “Onlar, Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise nûrunu tamamlayacaktır, isterse kâfirler hoşlanmasınlar.” (Kur’ân-ı Kerîm; Saff Sûresi, âyet 8)* “Allah’ın lâneti, zâlimler üstüne olsun!.” (Kur’ân-ı Kerîm; A’râf Sûresi, âyet 44’den)* “Muhakkak Allah, (…) zulmedenleri ne bağışlar, ne de doğru bir yola eriştirir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 168)* “Ey îmân edenler; Yahûdî ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Kur’ân-ı Kerîm; Mâide Sûresi, âyet 51)* “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahûdîler ve ne de Hıristiyanlar, asla senden râzı olmazlar.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 120’den)* “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki, size ateş dokunur ve Allah’tan başka dostlarınız da yoktur, sonra kurtulamazsınız” (Kur’ân-ı Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 113)* “Ey îmân edenler! Eğer kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, sizi îmânınızdan çevirirler, kâfir ederler!.” , “İçinizden iyi ve yararlı olana dâvet eden, doğru olanı emreden bir topluluk çıksın. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır.”, “Siz Müslümanlar; insanlığın iyiliği için çıkarılmış bir topluluksunuz, doğru olanı emreder, eğri olandan insanları sakındırırsınız.”, “Ey îmân edenler! Sizden olmayanları dost edinmeyin! Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarlından taşmakta…” (Kur’ân-ı Kerîm; Al-i İmrân Sûresi, âyet 100, 104, 110, 118)* “Kâfirlerin hepsine Cehennem azâbını, çok acı azâbları hazırladık.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 151)* “(Yâ Habîbim!. Onlara) de ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza (putlarınıza) tapmam. Siz de, benim ibâdet etmekte olduğuma (Allah’a) ibâdet ediciler değilsiniz. Ben sizin taptıklarınıza (hiçbir zaman) tapmış değilim. Siz de benim kulluk etmekte olduğuma (hiçbir vakit) kulluk edicilerden değilsiniz. Sizin dîniniz size, benimki bana.” (Kur’ân-ı Kerîm; Kâfirûn Sûresi, âyet 1-6)* “…Allah’ın insanları birbiriyle önlemesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 251’den)* “Sakın hâinlerin savunucusu olma!..” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 105’den)* “Kâfirlerle beraber olma!” (Kur’ân-ı Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 42’den)* “…sakın kâfirlere yardımcı olma!..” (Kur’ân-ı Kerîm; Kasas Sûresi, âyet 86’dan)* “Ancak müminler kardeştir. O hâlde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki, esirgenesiniz. “ (Kur’ân-ı Kerîm; Hücurat Sûresi, âyet 10)* “Ey îmân edenler! Eğer küfrü îmâna tercih ediyorlarsa, babalarınızı, kardeşlerinizi (bile) velî (dost) edinmeyin! Sizlerden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Tevbe Sûresi, âyet 23)* “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir diyenler kâfir olmuştur. Allah, kendine ortak koşana Cenneti harâm kılar, artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcı yoktur.” (Kur’ân-ı Kerîm; Mâide Sûresi, âyet 72)* “Yahudiler Üzeyr’e, Hıristiyanlar da Îsâ’ya Allah’ın oğlu dediler. Daha önce kâfir olmuş kişilerin sözlerini taklit ediyorlar. Allah onları kahretsin!” (Kur’ân-ı Kerîm; Tevbe Sûresi, âyet 30) * “Doğru yol gösterildikten sonra Peygamber aleyhisselâma uymayan ve îmânda ve amelde mü’minlerden ayrılan kimseyi küfr ve irtidâdda bırakır ve Cehennem’e atarız. O Cehennem, çok kötü bir yerdir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 104)* “Allah’a ve Resûlüne inanmayan o kâfirler için, çılgın bir ateş hazırladık.” (Kur’ân-ı Kerîm; Fetih Sûresi, âyet 13)* “Kâfirler, Allahü teâlânın emirleri ile Peygamberlerin emirlerini birbirinden ayırmak istiyorlar. Bir kısmına inanırız, bir kısmına inanmayız diyorlar. Îman ile küfür arasında bir yol açmak istiyorlar. Onların hepsi kâfirdir. Kâfirlerin hepsine Cehennem azâbını, çok acı azâbları hazırladık.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, ayet 150-151)* “Kâfirleri, yüzleri üzerine sürüyerek Cehennem’e göndeririz.” (Kur’ân-ı Kerîm; Meryem Sûresi, âyet 86)* “Bütün mülk ve saltanat yed-i kudretinde olan (kudret elinde bulunduran) Allahü teâlâ, her türlü noksanlıktan uzaktır. O, her şeye kâdirdir. (Kur’ân-ı Kerîm; Mülk Sûresi, âyet 1)* “Kâdir: Kuvvet, kudret sâhibi olan Allahü teâlânın mübârek sıfatlarından biri; gücü her şeye yeten, hakîkî kudret sâhibi olan Allahü teâlâ.” (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü)* “…O Allahü teâlâ müheymindir (her şeyi gözetip koruyandır), Azîzdir (hükmünde gâlibdir), Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir (kibriyâ ve azamete ancak o müstahaktır) Allah müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir (uzaktır).”, “O Allahü teâlâ hak ma’bûd’dur. O’nun ortağı yoktur. O Melik’dir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Haşr Sûresi, âyet 23)* “Cebbâr: Allahü teâlânın esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden); dilediğini yaptırmaya muktedir olan, kuvvet-kudret ve büyüklük sâhibi.” (Sözlük)* “Melik: Allahü teâlânın esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden); hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şeyin sâhibi, yaratıcısı.” (Sözlük)* “Ey örtüye bürünen Muhammed! Kalk da (kâfirleri, Allahü teâlânın azâbı ile) korkut!. Rabbini tekbîr et!” (Kur’ân-ı Kerîm; Müddesir Sûresi, âyet 1)* “Tekbîr: Allahü teâlâyı yüceltmek, noksan sıfatlardan, şirkten (ortağı bulunmaktan), yarattıklarına benzemekten tenzîh etmek, uzak tutmak”. (Sözlük)* “Hatırlayın ki, sizi Firavûn ailesinden (onun taraftarlarından) kurtardık. Çünkü onlar, size azâbın kötüsünü revâ görüyorlar… dı.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 49’dan)* “Biz İsrailoğulları’na Tevrât’ta şu hükmü verdik: Muhakkak siz, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız… Biz, Cehennemi kâfirler için kuşatıcı bir zindan yaptık.” (Kur’ân-ı Kerîm; İsrâ Sûresi, âyet 4, 8’den)* “Bir adam; ‘Yâ Resûlallah! Kıyâmet gününde kâfir yüzüstü nasıl haşr edilecek?’ diye sormuş, Resûlallah Efendimiz; ‘Onu dünyâda iki ayağı üzerinde yürüten, Kıyâmet Gününde yüzüstü yürütmeye kadir değil midir?’ diye buyurmuştur.”, “Cebbar (olan Allahü teâlâ) Kıyâmet Günü mülkü olan gökleri ve yerleri eline (kudretine) alır ve buyurur ki; ‘Cebbâr benim, Melik benim. Hani Cebbârlar, mütekebbirler (kendilerini büyük görenler) nerede?’”, “Hiçbir mü’min (…) mü’mine karşı kâfire yardım etmeyecektir.”, “Mü’minler, birbirlerinin Allah yolunda dökülen kanlarının öcünü almakla mükelleftirler.”, “Benim ümmetim, bâtılda ittifak etmez.”, “Suçluyu barındıran kimseye Allahü Teâlâ lânet etmiştir.”, “Kötülüklerin en kötüsü, Allahü teâlâya inanmamak, ateist olmaktır.”, “Kıyâmet günü kibirli olanları, Allahü teâlânın indindeki küçüklük ve hakirlikleri bakımından insanların ayakları altında kalmış karıncalar gibi yaparlar.”, “Cehennem’de Hebheb isminde bir yer vardır. Allahü teâlâ, kibirli ve cebbâr olanları oraya atar.”, “Hubb’ül vatan minel îmân”/Vatan sevgisi îmândandır.”, “Allahü teâlâya îmândan sonra en faziletli ibâdet, vatan savunmasıdır.”, “El vahdetü rahmetün ve’l-fırkatü azabün (Birlikte rahmet, ayrılıkta azâb vardır)”, “Zâlime yardım eden, ondan zarar görür.”, “Bir zâlime yardım edene Allahü teâlâ o zâlimi musallat eder”, “İbâdetlerin efdali, Müslümanları Müslüman oldukları için sevmek, kâfirleri, kâfir oldukları için sevmemektir.”, “Îmân etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda îmân etmiş olamazsınız!”, “Îmânın temeli ve en kuvvetli alâmeti, Müslümanları sevmek ve Müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemektir.” , “İnsan, dünyâda kimi seviyorsa, âhirette onun yanında olacaktır.”, “Kim kendini bir kavme benzetirse, onlardandır”, “Allah’ım!.. Bize zulmedenlerden intikamımızı al. Düşmanlarımıza karşı bize yardım et. Bize acımayanları üzerimize güçlü ve kuvvetli kılma!”, “Hassan bin Sabit’in beyitleri, düşmana ok ve kılıç darbesinden daha çok tesirlidir.”, “Ey Hassan! Sen müşriklerin yüz karalarını ortaya koydukça Cebrail seninledir. Ashabım silâhla harp ettiği gibi sen de dille harp et!..” “ (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”) * “Kötülere acımak, iyilere zulümdür. Zâlimleri affetmek, mazlumlara zulmetmektir.” (Şeyh Sâdi Şirâzî)* “Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın!.. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!..” (Şeyh Edebali’nin Orhan Gâzi’ye Vâsiyetinden)* Cüneyd-i Bağdâdî: “Tasavvuf ehli olduğunu söyleyenler çoktur. Bunlar içerisinde, yalnız Resûlullaha tâbi olanlar doğrudur.”, “Kur’ân-ı Kerim’e ve hadis-i şeriflere tâbi olmayan kimseyi, Allah adamı sanmayınız!” (**)* “İyilik yapmak iyidir. Fakat en tehlikelisi, kötülüğe alet olmaktır. (Dr. Enver Ören; Sohbetler-14.11.1993)* “Müslüman akıllı olmalı, ilm-i siyaseti bilmeli. Duyguları ile değil, aklı ile hareket etmeli. İslâm düşmanlarının kurduğu tuzakları fark etmeli ve o tuzaklara düşmemelidir.” (Nuri Elibol-Türkiye Gzt. 20.08.2013, s. 12)* “Türklere elbette düşmanız. Selçuklu ve Osmanlının İslâmiyet’e hizmeti olmasaydı bugün Anadolu, Orta Doğu, Kuzey Afrika Hıristiyan ülkesi olacaktı. İslâmiyet çöllerde kabile dini olarak kalacaktı. ” (İngiliz Tarihçi Arnold Toynbee-Türkiye Gazetesi; 09.12.2016, s. 10) * “Amerika bize Apo’yu niye verdi, onu ben de hâlâ bilemiyorum.” (Bülent Ecevit-Başbakan-Sabah Gazetesi; 13.04.2005) * “Henry Kissinger, ‘Dostumuz olan ülkeler, Washington tarafından çizilen genel çerçeve içerisinde kalmak kaydıyla, bulundukları bölgedeki çıkarlarını kendileri hararetle takip etmelidir’ demektedir.” (Prof. Dr. Burhanettin Can-Millî Gazete; 06.01.2017, s. 14)* “Türk halkının yüzde 66’sı AB’ne, yüzde 70’i NATO’ya, yüzde 72-73’ü ABD’ye, yüzde 73’ü Rusya’ya, yüzde 86’sı İsrail’e olumsuz bakıyor.” (Ahmet Sağırlı-Türkiye Gazetesi; 04.11.2014, s. 9)* “1947’den beri Türkiye ile ABD arasında pek çok kez siyasî krizler uç verdi. 1960’lardla dönemin Başkanı L. Johnson’un İnönü’ye gönderdiği skandal mektup… 1970’lerin başında Nixon’un, haşhaş ekimi konusunda düpedüz devrin başbakanı Süleyman Demirel’e yönettiği tehditler… Keza 1974 Kıbrıs Harekâtından sonra uygulanan silâh ambargosu… Nihayet 2000’li yılların başında yaşanan ‘Tezkere’ ve çuval krizi… Her biri başlı başına bir derin hikâye… Netice; Başbakanın ifadesiyle, Obama Yönetiminin ajanları (memurları) giderayak zevzeklikler yapıyor. Bakalım iki hafta sonra göreve başlayacak olan Trump döneminde, bunca hasarın telâfisi mümkün olabilecek mi? Yahut Çavuşoğlu’nun dile getirdiği ‘Güven Bunalımı’ devam mı edecek?” (İsmail Kapan-Türkiye Gazetesi; 07.01.2016, s. 13)* “Amerikan donanmasının 241’inci yıldönümü dolayısıyla Twitter hesabından paylaştığı tabloda yer alan ‘düşman’ figüründe öne çıkan Türk Bayrağı, Türk-Amerikan ilişkilerinin geldiği noktayı mı temsil ediyor?” (Prof. Dr. Kemal İnat-Türkiye Gazetesi; 15.10.2016, s. 19)* “İngiliz târihçi A. Toynbee'nin ifâdesiyle, ‘Osmanlı'nın Durdurulması’ndan sonra, dünyâda sömürgecilik devrini başlatan Batı; Asya'dan Amerika'ya kadar çok geniş bir coğrafyayı, kan ve ateşe boğmuştur. Papa 16. Benedikt, yazdığı ‘Nasıralı İsa’ (aleyhisselâm) adlı kitabında, Batının sömürgecilikteki bu hareket tarzını, en hafif ifâdeyle şöyle belirtiyor: ‘Hayat tarzımız, hepimizin dâhil olduğu târihimiz, onları (Afrika'yı ve diğer yoksul ülkeleri) soydu ve soymaya devâm ediyor.’" (Yeni Şafak Gazetesi; 15.4.2007)* “Esasen sömürgecilik, ilme bir hizmet gibi takdim edilen ‘coğrafi keşiflerle’ başlatılmıştır. Bu maksatla; Asya, Afrika ve Amerika'da istilâ edilen çok geniş sahalarda, bütün tabii kaynaklara ve servetlere el konulmuş; buraların yerli sakinleri ya hunharca katledilmiş veya ellerine İncil verilerek köle hâline getirilmiştir. Amerika'yı ele geçiren yeni sakinler de, gasp ettikleri çok geniş toprakları değerlendirebilmek için, Afrika'dan milyonlarca insanı yakalayıp köle olarak getirmişlerdir. Bu fevkalâde zahmetli nakliyat esnasında, mal gibi taşınan bu insanlardan milyonlarcası can vermiştir. Bütün bu faaliyetler, bugün olduğu gibi, misyonerlik şemsiyesi altında yürütülmüş; en önemli engel olarak görülen İslâmiyet'le, her türlü usûl kullanılarak mücâdele edilmiştir. Şurası inkâr edilemez bir gerçektir ki; Batı'nın bugün sahip olduğu refahın temelinde, iliklerine kadar sömürülen milyonların kanı ve serveti vardır." (Hakan Albayrak- Yeni Şafak Gazetesi; 27.2.2007)* “İnkârı mümkün olmayan gerçek, şu anda Hıristiyan Batı dünyası ve diğer Türkiye düşmanları, Siyonizm’in emrinde 17. Haçlı Seferini başlatmıştır. ” (Mustafa Necati Özfatura-Türkiye Gazetesi; 28.04.2017, s. 14)* “Bir damla kan, bir damla petrol…” (Winston Churchill-İngiltere Başbakanı: 1940-1945)* “Erdoğan, Gülen’in iadesine karşılık İncirlik’i masaya koyacak. Gülen’i bu durumda Türkiye’ye teslim etmek, ABD Yönetimi için onursuzluk olacaktır!..” (Wall Steet Journal)* “Washington Post: Boğaziçi’nin tiranı Erdoğan.”* “Türkler darbeyi ezdi!..” (The Sunday Times Gazetesi)* “ABD: ‘Darbecilere karşı intikam yanlış. Sakın intikam hırsı ile hareket etmeyin!’ diyor.” (Kadir Mısıroğlu)* ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper: “Darbe girişimi ve geri tepmesi, Türkiye’deki ulusal güvenlik aygıtının tamamını etkiledi. Bizim bazı muhataplarımız, ya tasfiye edildi ya da tutuklandılar. Şüphesiz ki bu durum, ABD’nin Orta Doğu stratejisini daha güç hâle getirecektir.” (***)* “Amerikan okullarında Türklerle ilgili alabildiğince hakaret dolu iftirâlar yer alıyor: ‘Yaklaşık 1000 yılına kadar Arapların esiri olan Türkler, dağ insanı niteliğinde bir kavimdir.’ diye bizi yanlış tanıtıyorlar.” (Millî Şuur Dergisi-Haziran 2017, s. 33)* “Avrupa; İslâm’ın güçlenmesinden korktuğu için Erdoğan’ı düşman ilân etti. Türklere tavsiyem, sadece önünüze bakın. Bunları ancak bu şekilde yenebiliriz. Müslüman halklar, Türkiye’yi savunuyor. Gerçek İslâm’a dönelim. Allah’a tevekkül edelim!” (Prof. Dr. Ali Muhittin Karadağı-Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri; Türkiye Gazetesi-28.04.2017, s. 14)* “Çok samimî olarak îtiraf edeyim ki, Avrupalılar Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı, Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince…” (Prof. Dr. Fritz Naumark-Türkiye Gazetesi; 08.06.2001, s. 15)* “Türkiye ev ödevlerini yapmalı!..” (Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastiyan Kurz); “Müzakerelerin amacı, kesinlikle Türkiye’nin üyeliği değil. Türkiye, Rusya ve Çin’e yaklaşmasın diye, yanımızda tutmak için üyelik müzakereleri yapıyoruz.” (R. Kiesewetter-Merkel’in partisi CDU Milletvekili) * “İsrail ordusu, öldürülenlerin militan olduğunu öne sürdü. Kucağında 8 aylık Leylâ’nın cesedini taşıyan acılı anne, gözyaşları içinde sordu: Kızım mı terörist?..”, “Gazze’deki Filistinlilerin neden vurulduğu sorusuna karşılık veren İsrail Hükümet Sözcüsü Michal Mayan: ‘Bu kadar insanı hapse atamayacaktık, vurduk’ dedi”. (Türkiye Gazetesi; 16.05.2018, s. 1; 18.05.2018, s. 8)* “Tükürün Ehl-i Salibin o hayâsız yüzüne/Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!” (Mehmet Âkif-30.01.1913), “Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar/Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”, (M. Âkif Ersoy-Safahat)* “Müslüman’a asla dost olmaz şu Batı/Unutmayın; Mayıs’ı, Eylül’ü Şubat’ı!..” (Ekrem Şama-Millî Gzt. 19.08.2013, s. 14)* “Dünyâmızı sorma: hem yeter, hem yetmez/Alçakları var, tartmaya dirhem yetmez!..” (Â. Nihat Asya-Rubâiyyât/2)* “Geçmiş, geleceğin malzemesidir.” (Cemil Meriç)* “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim/Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim!..” (N. Fâzıl Kısakürek)* “Ve yalnız bırakıldık. Bir Sevr yanlışlığı bu yalnızlık… Yani mukaddes, yani şerefli bir yalnızlık… Nedir o Sevr yalnızlığı biliyor musun? Hani Hz. Peygamber’i de yapayalnız bırakmışlardı. Başına taşlar yağdırmış, canını acıtmışlardı, kendi memleketinde, kendi hanesinde koymamışlardı hani de bir gurbete zorlamışlardı; sonu umut olan, sonu zafer olan ve sonu mukaddes olan bir gurbete mecbur etmişlerdi O’nu. Ve yanında ana ayrı, baba ayrı kardeş bildiği dostuyla çıkmıştı ya yola. Canına kastetmek istemişlerdi ve saklanmıştı ikisi birden bir ufak mağaranın içine. İsmi Sevr’di o mağaranın. Ve bütün zâlimler ölüm kusmak için koşarken o mağaranın içindeki iki kutlu dost vardı. İşte tam o sırada Hz. Ebûbekir’in hüzünlendiğini görünce Hz. Peygamber şöyle demişti ona: ‘Üzülme, Allah bizimledir.’” (Fatih Duman-Diriliş Postası Gazetesi; 18.05.2018, s. 2)* “Saadet Lideri Karamollaoğlu, ABD’nin Suriye saldırısın tel’in etti: ‘Amerikan şakşakçılığını bırakın, şahsiyetli duruş sergileyin!’ dedi.” (Millî Gazete; 15.04.2018, s. 1, 20)* “Emperyalist keneler savaş tiyatrolarında, kanımızı alıp satıyorlar! Barbar ABD, yancıları İngiltere ve Fransa’ya, 300 milyon dolar harcayarak Müslümanların topraklarını bir kandil gecesi vurdu. Barbar Rusya, aynı gece 200 milyon dolar harcayarak ABD’nin füzelerinden bazılarını vurduğunu iddia etti. Emperyalist çeteler, ortaklaşa 500 milyon dolar bütçeli savaş tiyatrosuyla sattıkları petrolün fiyatını artırarak milyarlarca dolar vurgun yaptı ve sömürülerini pekiştirme yarışında bir adam daha ilerledi.” (Diriliş Postası Gazetesi; 15.04.2018, s. 1)* 2017 yılı Eylül ayına kadar bir Atasözü, “Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste!..”şeklinde söylenirken bu tarihten sonra ise “Alma mazlumun âhını, çıkar Harvey, Irma-Irma!..” şeklinde olacak gibi görünüyor. (Âşık Derebahçeli)* “Bir ülkenin en büyük gücü; tankı, topu, tüfeği değil, îmânlı evlâtlarıdır.” (Prof. Dr. Necmettin Erbakan-54. Hükûmet Başbakanı) * “Adam gibi karşımıza çıkamayanlar, terör örgütleri aracılığıyla bizi arkadan hançerlemenin hesabı içinde… Bu milleti tanımayanlar Çanakkale’ye, İstiklâl Harbi’ne baksın… Varsa aynı bedeli ödemeyi göze alan; buyursun, gelsin. Hepsine hodri meydan diyorum!..” (Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan; Ankara Keçiören-05.01.2017); “Güçlü bir Türkiye olsun istemiyorlar.” (CB R. T. Erdoğan; Şanlıurfa-06.01.2017); “ABD’den pis kokular geliyor.” (CB R.T. Erdoğan; Basın-09.09.2017), “Erdoğan, ABD’nin ‘eko-terör’üne rest çekti: ‘Asla taviz vermeyiz. Dik durduk, yine dik duracağız!’ dedi.” (Basın-12.08.2018) “İstanbul Altınbaş Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Çağrı Erhan”, 12.08.2018 günlü “Diplomatik Muhakeme” adını taşıyan köşesinde makâlesine başlarken aynen şöyle demektedir:Saygıdeğer Okuyucularımız!..“ABD yönetiminin Türkiye’ye karşı başlattığı taarruzun sebebinin rahip meselesi olmadığı son bir haftadır yaşananlarla daha aşikâr hâle geldi. Washington Türkiye’nin kendi dümen suyundan çıkmamasını istiyor. Trump Türkiye’nin ABD’nin millî menfaati olarak tanımladığı hiçbir başlığa itiraz etmemesini, mutlak itaat içinde davranmasını, Rusya’ya karşı kendisi nasıl davranıyorsa, Türkiye’nin de aynı şekilde davranmasını bekliyor. Suriye’de kurmaya çalıştığı ‘düzene’ sorgusuz sualsiz destek vermesini, İran yaptırımlarına harfiyen katılmasını talep ediyor. İsrail’in uluslar arası hukuku hiçe sayan eylemlerine gözünü kapamasını, Kudüs’ün oldubittiyle başkent ilân edilmesine sesini çıkarmamasını arzuluyor. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da savunma sanayinde kendisine bağımlı kalmasını, kendisinin onay vermediği ülkelerden savunma sistemleri almamasını, ‘gel’ deyince gelmesini, ‘git’ deyince gitmesini, ‘beşin dünyadan büyük olduğunu’, ABD’nin de ‘tek büyük’ olduğunu kabul etmesini istiyor.”Dahası… Parasına da “kul” olunmasını, öyle “millî para ile ticaret yapılması”, “ayrı blok oluşturulması” gibi lâfların edilmemesini de istiyor…Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz…Kalbî sevgi ve saygılarımızla…= = = * = = =Bu “ABD”, bu “Dolar”; boyunda “Kanlı Yular”;İkisine “Yes!..” diyen, “Siyon Tarlasın” sular; “Îmânın yeri kalptir”, ona çeker bir duvar!.. “Girmek-çıkmak vize”yle, “Koncolos”lar yetkili; “Ekonomi Savaşı”, “Viyana”dan etkili!.. “Sevr’e imza” koymazsın, “Münbiç’te başa buyruk”;“BM’de Muhalif”sin, “NATO içinde ayruk”;“İİT’de Lider”sin, “neden olmazsın kuyruk?..”“BOP Plânımız” malûm, “ABD” tek yetkili; “Tel-Aviv” eskilerde, şimdi “Kudüs” etkili!.. “FETÖ önünü” kestin, “Afrin”de bora estin; “Rakka”da hayât buldun, “Konsey”de Sen gür sestin; “Gazze”ye umut oldun, “Filistin”e nefestin!..”“Arz-ı Mev’ud” önünde, “Siyon” bunda yetkili;“Obama” dünde kaldı, şimdi “Trump” etkili!.. “Avengelist Saldırı”, “Rahip Brunson” marka;“CIA Plânı” böyle, “Bankerler” çıkar arka;“Baş eğ/Peki de” olsun, “çomak sokma” bu çarka!..Bu “ABD”, bu “Dolar”; bu “oyun”da yetkili; “Obama” dünde kaldı, şimdi “Trump” etkili!.. Bu “ABD”, bu “Dolar”; boyunda “Kanlı Yular”;İkisine “Yes!” diyen, “Siyon Tarlasın” sular;Gel Sen de “Hayır!” deme, rahat geçsin uykular!..“Arz-ı Mev’ud” önünde, “Siyon” bunda yetkili;“Obama” dünde kaldı, şimdi “Trump” etkili!.. KAYIKÇ’Ali yaz-duyur, “Para-gözler” hep uyur;“Türk”ten “Sisi” umdular, o da desin bi “Buyur!”;“15 Temmuz” sökmedi, şimdi hedef: “Borsa-kur!..”Bu “ABD”, bu “Dolar”; boyunda “Kanlı Yular”;İkisine “Yes!” diyen, “Siyon Tarlasın” sular!..(*)------------------------------------------------------------------------ (*): bizimsamsun.net-23.08.2018EK: Eski ABD’li Diplomat Jim Jatras; “Aslında bizim müttefikimiz yok, bizim uşaklarımız var. Bir de iyi uşağımız var. İyi uşak, ona söylenenleri yapandır. Ama bir ülke iyi uşak gibi hareket etmek istemiyorsa biz elimize büyük sopa alıp tehdit etmeye başlıyoruz. Sanırım, ABD’nin zorlama politikası için en iyi ifade ‘yaptırım hiddeti olur’ dedi.” (Türkiye Gazetesi-27.08.2018, s. 1, 9)(**): Türkiye Gazetesi-26.09.2018, s. 17 (***): Türkiye Gazetesi-15.09.2018, s. 9EK/2: “Amerikan ekonomisi, adı üstünde ‘savaş ekonomisi’. Bir yerlerde savaş olmazsa ABD’nin işi yaş! Bu gerçeği Thomas Friedman şöyle formüle ediyor: ‘McDonald’s cannot flourish without McDonnell Douglas, the designer of the F-15’. Yani F-15 savaş uçaklarını dizayn eden McDonell Douglas çalışmazsa, hamburger satan McDonald’s iş yapamaz, daha doğrusu dükkânı açık tutamaz. Olay bu kadar açık ve net…” (Türkiye Gazetesi-04.10.2018, s. 3’den.)
EĞİTİM
Yayınlanma: 19 Temmuz 2019 - 11:44
"YÜZ 19 DESTAN, 15 TEMMEZ'UN, 119 GÜNÜNÜN GÜNLÜĞÜ GİBİDİR!.."
“YÜZ 19 DESTAN, 15 TEMMEZ’UN, 119 GÜNÜNÜN GÜNLÜĞÜ GİBİDİR!
EĞİTİM
19 Temmuz 2019 - 11:44