“YOLLAR” VAR, “YOLA” TAŞIR!..” (Bir “iktibas/alıntı”nın düşündürdükleri): ALİ KAYIKÇI/DEREBAHÇELİ* “Dünyâda sanki bir garîb veya yola çıkacak bir yolcu gibi ol ve kendini kabir ehlinden bil!” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)* “Şeriât, tarikât yoldur varana!..” (Yûnus Emre “r. aleyh”) aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere “
yol” kelimesinin, sözlüklerde “
19” ayrı mânâda kullanıldığı belirtilmekte ve bunların dışında kalan onlarca deyimde ve farklı ilim dallarında apayrı anlamlar taşıdığı ifade edilmektedir. (Bkz:
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi-Milliyet Gazetesi Yay. İst. 1992, C. 24, sy. 12579-12583)Bizim buradaki
“yollar” ifademizden kastımız; bir işte uygulanan ilke, sistem, metod; dinde ise “
bir ustanın, bir önderin koyduğu temel”, gidilen istikamet mânâsındadır.“
Meydan Larousse”de (Bkz: Büyük Lûgat ve Ansiklopedi; Meydan Yay. İst. 1973, C. 11, sy. 764), Cenâb-ı Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’deki buyruğunu, şeriât-ı garrayı, Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”in kullara ilettiği doğru yolu, fıkıh denilen İslâm Hukuku ilkelerini ifade etmektedir.“İmâm-ı Cafer” (r. anh) buyruğundaki “Şeriât; Muhammed Mustafa’nın Hakk’ı, bâtıldan ayıran yoludur” tanımlamasıdır. (Bkz:
Radikal Gzt; 22.02.1997, sy. 9)“
Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü”; C. 2, sy. 209’daki izahata göre ise; “Peygamberlere gelen ilâhî hükümler (emirler ve yasaklar)ın bütünüdür, din”dir.Rahmetli Üstâd Gazeteci-Yazar “
Mehmed Şevket Eygi” de “
Şeriat Aziz Eder, Yüceltir” başlıklı makâlesinde bu husustaki anlatımı yaparken aynen şöyle demektedir:
“Şeriat, Cenâb-ı Allah’ın Kitâbı Kur’ân-ı Kerîmden, Allah Resulü’nün (salât ve selâm olsun ona) sünnetinden çıkartılmış din hükümlerinin tamamına verilen isimdir. (…) Şeriatta neler var?- Cenâb-ı Allah’ın emirleri, yapılmasını istediği her şey.
- Cenâb-ı Allah’ın koyduğu yasaklar, sınırlar, yapılmasını istemediği kötü şeyler.
- Cenâb-ı Allah’ın insanlara verdiği öğütler.
- Resulüllah’ın emirleri, yasakları, öğütleri.
- Mâruf ve münker olan şeyler.
- Dünya işlerinin nasıl tanzim edileceği; muamelât, ukubat ve cezalar.
- Ebedî kalınacak yer olan âhiret âlemi; Cennet ve Cehennem.
- Cihâd fi sebilillâh ile ilgili hükümler.
- Darülislâm, Darülharb.
- İslâm’da devlet idaresi; hilâfet, âhkam-ı sultaniye.” (Bkz: Millî Gzt; 9.12.2018, sy. 5)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Biz de sözü rahmetlinin bu köşe yazısına yazdığı son cümleler ile bitirelim: “
İslâm’a, Kur’ân-ı Kerîm’e, Sünnete, Şeriâta, fıkha, ahlâka sarılırsak, yücelir aziz oluruz; bunlara sırt çevirirsek zelîl ve rezîl oluruz. Seçim bize aittir.”Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…= = = (***) = = =
“Yollar” var, “yola” taşır; “sağ”ı da “sol”a taşır; “Tevbe” et, “istiğfâr” kıl; hepsi Rabb’e ulaşır!.. “Yollar” var, “hasret” taşır; sevgi ve özlem taşır; “Selâm” yolla rüzgârla, o yerine ulaşır!.. “Yollar” var, “yolcu” taşır; “sağ”a, “sol”a ulaşır; Er-geç “seçim” yaşanır, “mikrobu” var bulaşır!.. “Yollar” var, “nâr”a doğru, “tekfîr” “küffâr”a doğru; “İmân-İslâm” düşmanı, gizli-aşikâr uğru!.. “Yollar” var, “Cahîm” için; kaynar hep için-için;”Kelime-î şehâdet”, getirmez acep niçin?!.. “Yollar” var, “ehîl” yolu; hem “güzel” hem de ulu; “Ehl-i Sünnet Cemâat”, “Hakk’ın sevgili kulu!..” “Yollar” var, “nûr”a doğru; “Cenâb-ı Yâr”a doğru; “Cennet-i Adn”a çıkar, “Firdevs Gülzar”a doğru!.. “Yollar” var, “Nûr-u Kur’ân”, “Tevhîd-Tekbir” bir burhân; “Hak” “bâtıl”dan ayrılır, haberi verdi “Furkân!..” KAYIKÇ’Ali “yolcu”sun, istikamet “mezarlık”;“İhlâs”ta “Abi” olmak, bu da sana “nazarlık!..”