“YİRMİ VARMIŞ”, “BİR YOKMUŞ” « Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberler

“YİRMİ VARMIŞ”, “BİR YOKMUŞ”

“30 Ekim 2020 İzmir Depremi”nin Ardından:
“YİRMİ VARMIŞ”, “BİR YOKMUŞ”
* “Yemin olsun ki asra, insan mutlak bir hüsranda; ancak, îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hep hakkı
tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna!” (Kur’ân-ı Kerîm; Asr Sûresi, âyet: 1-3)
* “Size gelen belâlar, musîbetler, kabahatlerinizin, günâhlarınızın cezâsıdır. Bununla beraber, Allahü teâlâ birçoğunu da
affederek musîbete maruz (karşı) bırakmaz.” (Kur’ân-ı Kerîm; Şûrâ Sûresi, âyet: 30)
* “Zerre kadar iyilik yapan, onun mükâfatına, zerre kadar kötülük yapan da, onun karşılığına kavuşur.” (Kur’ân-ı Kerîm;
Zilzâl Sûresi, âyet 7-8)
* “Mal ve dünyâdan size verilen şey, yalnız hayatta bulunduğunuz müddetçe, onunla
geçinmektir. Îmân edip, Rablerine tevekkül edenler için, âhirette Allahü teâlânın
indinde, dünyâ nîmetlerinden hayırlı ve dâimî çok sevâb vardır.” (Kur’ân-ı Kerîm; Şûrâ
Sûresi, âyet 36)
* “Siz; dünyâ malını istiyorsunuz, Allahü teâlâ ise, sevâb kazanmanızı, Cennet’e ve nîmetlere kavuşmanızı istiyor.”
(Kur’ân’ı Kerîm; Enfâl Sûresi, âyet 67)
* “Küllü nefsîn….. ve ileynâ türce’ûn!” (Her nefis, ölümü tadacaktır ve sizi bir imtihan
olarak şer ve hayr ile deneyeceğiz; hepiniz sonunda bize döndürüleceksiniz!..” (Kur’ân-ı
Kerîm; Enbiyâ Sûresi, âyet 35)
* “…âhirete inanmayanlar, derin bir dalâletle (sapıklıkla) azap içindeler.” (Kur’ân-ı Kerîm; Sebe Sûresi, âyet 8’den)
* “İnkâr edenler: ‘Ey Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi doğru yoldan saptıranları bize göster de onları
ayaklarımızın altına alalım, böylece Cehennemin el altında kalanlardan olsunlar’ diyeceklerdir.”(Kur’ân-ı Kerîm; Fussilet
* “…yarattığımız insanlara, içlerinden Peygamber gönderdik ve Allahü teâlâya ibâdet ediniz. İbâdet edilecek, O’ndan
başkası yoktur. O’nun azâbından korkunuz! dedik. Dinlemeyenlerden, öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmayanlardan,
dünyâ nîmetlerini bol bol vermiş olduğumuz birçoğu, ‘bu (…) Peygamber, size ölüp, kemikleriniz çürüyüp, toz toprak
olduktan sonra, tekrar dirilerek kabirden kalkacaksınız, diyor. Hiç böyle şey olur mu? Ne varsa, ancak bu dünyâdadır.
Cennet, Cehennem, hep buradadır. Bu dünyâ böyle gelmiş böyle gider. Öldükten sonra, bir daha dirilmek yoktur’,
dediler.” (Kur’ân-ı Kerîm; Mü’minûn Sûresi, âyet 30’dan)
* “Son da ilk de (âhiret de dünyâ da) Allah’ındır.” (Kur’ân-ı Kerîm; Necm Sûresi, âyet 25)
* “Kulumu bir belâ ile iptilâ (imtihân) ettiğim vakit sabreder ve ziyaretçilerine beni şikâyette bulunmazsa, ona etinden iyi
et, kanından iyi kan veririm. İyileştiği vakit, günâhsız olarak iyileşir. Onu öldürürsem, rahmetime yani Cennetime gider.”
(Hadîs-i Kudsî-Muvatta’)
* “Biz Peygamberler topluluğu, en çetin imtihanlara tâbi oluruz.”, “Dünyâ sizin için yaratıldı. Siz de âhiret için
yaratıldınız.”, ”Dünyâ için, dünyâda kalacağın kadar çalış. Âhiret için orada sonsuz kalacağına göre çalış. Allahü teâlâya,
muhtaç olduğun kadar itâat et. Cehennem’e dayanabileceğin kadar günâh işle.”, “Âhirette olacaklardan sizin bildiklerinizi
hayvanlar bilselerdi, yemek için et bulamazdınız.”, “Bu dünyâda insan kimi severse, âhirette onunla beraber olacaktır.”,
“Şüphe edilen altunu, ateşle muayene ettikleri gibi, Allahü teâlâ, insanları derd ile, belâ ile imtihân eder. Bâzısı, belâ
ateşinden hâlis olarak çıkar. Bâzısı da, bozuk olarak çıkar.”, “Mümine; dert, belâ, üzüntü, hastalık, eziyet gibi sıkıntı verici
şeylerden biri gelirse, Allahü teâlâ bunu günâhlarına kefâret (bedel) eyler.”, “Akıllı, kendini murâkabe (kontrol) edip ölüm
sonrası için çalışan kimsedir. Ahmak da nefsinin arzuları peşinden koşup, Allahü teâlâya ümid bağlayan kimsedir.”, “Kader,
tedbir ile sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan duâ, o belâ gelirken korur.”, “Kazâ-i muallâkı, hiçbir şey değiştiremez.
Yalnız, duâ değiştirir ve ömrü, yalnız ihsân, iyilik arttırır.”, “Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ecelleri, ömürlerini ve
rızıklarını takdir etmiştir.”, “Öldükten sonra da, hayâtta olduğum gibi bilirim.”, “Dînin temeli nasîhattır.”, “Benî İsrâil
yetmiş iki millete ayrıldı. Ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yalnız biri kurtulacak, diğerlerinin hepsi
Cehennem’e gidecektir.” (Ashâb-ı kirâm bunu itişince, “O hangisidir yâ Resûlallah?” dediler.) “Benim ve Ashâbımın yolunda
olanlardır.” (Hazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”) (İslâm âlimleri, bu hadîs-i şerîfte bildirilen tek kurtuluş
fırkasının Ehl-i sünnet olduğunu bildirdiler.)
* “Öldükten sonra yaşamak isterseniz, ölmez bir eser bırakınız.” (Hz. Ali “r. anh”)
* “Dünyâ hayatı, iş yapacak zamandır. Keyf yapacak, eğlenecek zaman ilerde gelmektedir. Orada dünyâda yapılan işlerin
karşılığı ele geçecektir.”, “Dünyâ hayâtı pek kısadır ve sonsuz muâmele ona bağlıdır. Mes’ûd o kimsedir ki, bu kısa fırsatı
büyük nîmet bilir ve âhiret işlerini bu kısa zamanda gerektiği gibi yapar. Yolculukta lâzım olan azığını hazır eder.”,
“Peygamberler (aleyhimüsselâm) hep dert ve belâ içinde yaşadı. Hatta ‘Belâlar, mihnetler (sıkıntılar) en çok peygamberlere,
sonra evliyâya, sonra bunlara benzeyenlere gelir’ buyruldu.”, “Dert ve belâ gelince; Allahü teâlâya sığınmalı, âfiyet vermesi,
kurtarması için duâ etmeli, O’na yalvarmalıdır. Allahü teâlâ, duâ edenleri ve sıhhat ve selâmet ve âfiyet isteyenleri sever.”
(İmâm-ı Rabbânî “r. aleyh ”)
* “Birinize dert ve belâ gelince Yûnus Peygamberin duâsını okusun. Allahü teâlâ onu muhakkak kurtarır. Duâ şudur: ‘Lâ
ilâhe illa ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn’” (Senâullah Dehlevî “r. aleyh”)