DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“VATANIN TAPU SENEDİ”: “OKUMAK...” (Bir “Yahşi Adam”a, bir “Güzelleme”): aygıdeğer Okuyucularımız!..“Türkiye Takvimi”nin 2022 yılı 24 Aralık günlü yaprağı arkası, bizim için âdeta bir
“hoş sürpriz” oldu. Tam 30 yıl önce yayınladığımız
“Samsunlu Halk Şairleri” adlı eserimizde yer alan aşağıdaki şiirimize yer vermişler:
“İkrâ!” diye gelen emir/(
Oku!..)mayı farz kılıyor.Su hâline gelen demir/(
Oku!..)mayı farz kılıyor… Sayfalarda duran elim/Nakış nakış halı, kilim;Arz’dan Arş’a, yüce ilim/(
Oku!..)mayı farz kılıyor… Bilmek için hem kendini/Ecnebinin şu fendini;Çağlar üstü İslâm dini/(
Oku!..)mayı farz kılıyor… Hakkı teslim et Sezar’a/Sakat kalsan da kazara;Beşikten var’cak mezara/(
Oku!..)mayı farz kılıyor…
Kayıkç’Ali ölçü sana/Böylece kavuş ihsâna;İlim arayan insana/(
Oku!..)mayı farz kılıyor…= = = (***) = = =Bilindiği üzere; “
Akıllı Telefon” denilen bu “
El altı: Cep Telefonları”, aynı zamanda bir “
basın-yayın/sosyal medya” aracıdır. Yazılı-sözlü haberleşmeleri, dakikasında iletme/alma vasıtasıdır.Biz de zaman zaman bu sütunlarda neşrettiğimiz köşe yazılarımız ile ilginç videoları, bu cihaz aracılığı ile bâzı tanıdık, eş-dost yanında, akraba ve hısımlarımızla okuyucularımıza gönderir, onları da haberdar ederiz…İlâhiyat tahsili sırasında “
Derebahçe”de komşumuz, “
Türkiye Gazetesi”nin tanıtım, abone hizmetlerinde gönüldaşımız olan, sonrasında bu gazetenin merkez birimlerinde vazife alan ve “
Bizim Sayfa”sındaki yazıları yanında yayınlanmış pekçok edebî eseriyle tanınan “
Ünal Bolat” kardeşimize de bunlardan gönderdiğimiz olur.Zaman zaman bunlardan seçtiği bâzı şiirlerimize (sağolsun) bu sayfalarda yer verir.Bu defa ise, âdeta “
Türkiye Takvimi”ne “
nâzire” yaparcasına; bizim gönderdiğimiz bu köşe yazılarının özetin özeti kabilinden (kendi ilmî, edebî kabiliyeti ve o ince zarif üslûbunu da kullanarak) bizim adımıza (yukarıdaki başlık altında sunduğumuz) yazıyı, 1 Ocak günlü “
Bizim Sayfa”da neşrettiler.Bir- iki “
küçük dokunuş” ve ilâve ile biz de bunu, işbu köşe yazımıza aynen yer vermek suretiyle “
3 Çeyrekten 4 Yirmilik Zamanda” adını verdiğimizi “
Seri Yayınlarımız”ın 3’üncü cildi’nin baştarafına, (müşterek imzalı) “
Takdim” olarak koyuyor, ilâveten bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımızı da (mübârek Ramazân-ı şerîf vesilesiyle) buradan
Sizlerle paylaşalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…= = = (***) = = =
Bir milletin varlığında “tarihi” kadar “kültür”ün de çok önemli bir yeri vardır. “Kültür” bugünü düne olduğu gibi yarınlara yani geleceğe de bağlayan en elzem, en gerekli unsarlardan biridir. Diğer iki unsur ise “dil” ve “din”dir. “Dil” ile “din” birliği, “vatan” denilen “millî sınırlar” ile çevrili bir toprak parçası üzerinde “Millî kültür: Miletin varlık dâvâsı”dır; “okumak” da “bunun” âdeta bir “tapu senedi” gibidir. Eğer “vatan” denilen bu toprakların “tapu senedi”ni ebediyyen elinizde bulundurmak istiyorsanız, millî birlik ve beraberliğimizi ilelebet devam ettirmeyi hedef olarak milletinize benimsetmeyi “gâye” edinmelidir. Bunu bir “düstur” olarak görüyorsanız, mutlaka ve mutlaka “kitapla, dergiyle, gazeteyle aşina olmak” mecburiyetindesiniz…Bilindiği üzere, genelde okunan bir kitap veya dergide; dikkatimizi çeken bir cümleyi hâfızamıza iyice nakşetmek için ya birkaç defa okur, bâzen sonradan özellikle bulup okumak için altını çizer veyahut da akıl defteri diyebileceğimiz bir yere kaydederiz. Bunlar bize, yıllar sonra hem bir bilgi kaynağı ve hem de yol gösterici kılavuz olurlar…Tarihçilerin, araştırmacı yazarların ve edîblerin mutlaka ellerinin altında böyle dosyaları, ajandaları, hâtıra defterleri vardır…Ancak burada “seçici” olmak, “faydalı yayınları” bulmak ve okumak mecburiyetimiz asıldır. Yoksa susayana nasıl ki herhangi bir sıvıyı “al iç!” demiyorsak, önümüze çıkan her matbuatı da okumaktan aynı şekilde sakınmak durumundayız… Aksi takdirde hararetimizi dindireceğizi, susuzluğumuzu gidereceğiz derken, herhangi bir kirli/zehirli suyu içmek gibi bir sonuçla karşılaşabiliriz…Kaldı ki, “sosyal medya” denilen uçsuz bucaksız alan; bu anlamda her türlü akımın, her türlü yayının kontrolsüz bir şekilde ekrandan insanın gönlüne, yüreğine akmasına sebep olabilmektedir.Bunun için de oldukça “seçici” olacağız veya büyüklerimizin seçerek tavsiye ettiği yayınları, öncelikle de yüce dinîmizin temel kaynak eserlerini bulup “farz-ı ayn” bilgiler ile mücehhez olduktan sonra “millî mânevî” değerlerimizi sevdirip onları bize kazandıran diğer eserlere yöneleceğiz… Ünal Bolat-Ali Kayıkçı = = = (***) = = =
“Hirâ/Nûr”da gelen emir:/
”İkrâ!”/(Oku!) diye başlar;
“Secde” eder, canlı-cansız
/”Allah” diyor uçan kuşlar;
“Ölüm” gelir, daim ansız!..
“Din temeli: İlim-ihlâs/”İbâdet” var, “
amel-i has”;“Niyet” asıl, “
kalb”ten esas/”
Allah” diyor, dağlar-taşlar;
“Gâfil” olma, Sen de ey “
nâs!..” “Felâk” ve
“Nâs: Muavvizet”/“Elhâm” başta 7 âyet;
“Namâz” başı ve nihayet
/”30 cüz” var,
“ilim” aşlar;
Hepsi “Hakk”tan, ilk “rivâyet!..” “Din Temeli: İlm-i kelâm”/”Hâdis: Peygamber-i merâm”;“İctihâd” et, dedi
“Mevlâm”/”Kıyâs”ta oturur taşlar;
“Fukaha”ya, yüzbin selâm!.. “Ünal Abi: Kültür” diyor
/”Dil” ve
“din”i de ekliyor;
“Vatan” hizmet, aşk bekliyor/”
Okuyana” hoş uğraşlar;
“Tenbel” insan, hep tekliyor!..
KAYIKÇ’Ali “Tapu-senet…/…‘İlm-ü irfân’, tek alâmet…
… ‘Vatan’ denen şu memleket…/…
‘Okumak’la cehl-i aş’lar…
…‘Dücihân”da, sağ-selâmet!..”