2005 yılında National Geographic dergisinde yayımlanan bir çalışmada, dünya üzerindeki 100 yaşını aşkın insanların yoğunlukta yaşadığı bazı özel bölgeler tespit etmişler ve bu bölgeleri incelediklerinde insanlarında ortak alışkanlıklar keşfetmişler.
Bu bölgeler ise şöyle; Loma Linda- Amerika ,Sardinya- İtalya, İkaria- Yunanistan, Okinawa- Japonya, Nicoya Yarımadası-Kosta Rika.
Blue Zones yani Mavi Bölgeler ismi verilen bu bölgelerdeki ortak alışkanlıklar sizce neler olabilir?.
Gelin neymiş bu alışkanlıklar hep birlikte bakalım.
Uzun Yaşatan Alışkanlıklar
Diyetsel yaşantıdaki benzerlikleri görüyorsunuz, baklagil tüketimi yüksek soya, bakla, kurubaklagil (nohut,kuru fasülye) gibi. Ve bitki ağırlıklı besleniyorlar. Proteinlerini kırmızı et ağırlıklı değil de beyaz etten hatta bitkisel kaynaklardan alıyorlar.
Buradaki insanlar belki bilinçli belki bilinçsiz en etkili bitkisel protein kaynaklarını hayatlarının merkezine koymuşlar, yani kurbaklagilleri.
Kurubaklagiller sadece protein açısından zengin değil, galaktooligosakkarit denen prebiyotikler açısından da çok zenginler. Yani sağlıklı bir bağırsağınızın olması için birincil şartlardan olan “probiyotiklerin” besin maddesi diyebiliriz “prebiyotiklere”.
Üstelik lif içeriği zengin olduğu için günlük lif ihtiyacınızı da karşılamaya çok müsait.
Güneş ışığı, bahçe işleri, düzenli egzersiz gibi fiziksel aktiviteler de mevcut. Ama püf noktası “düzenli” fiziksel aktivite, ne çok düşük şiddetli ne çok yoğun şiddetli ama “düzenli” alışkanlıkları mevcut. Güneşlendikleri için D vitaminlerini de rahatlıkla sentezleyebiliyor olabilirler. D vitami eksikliğinin bir çok hastalıkla, depresyonlave hatta kanserle ilişkisi mevcut.
Ama en ilginci bence burdaki insanların manevi değerleri…
Aileleriyle birlikte yemek yiyorlar, kilise inançları gereği her pazar biraraya gelip yemek yeme alışkanlıkları var.
Sevildiklerini, bir gruba ait olduklarını hissediyorlar, sosyal olarak birbirlerine bağlılar, istediklerinde yardım alabileceklerini biliyorlar.
Ve zaman telaşları daha az, kronik strese daha az maruz kalıyorlar belki de bu yüzden, işleri plaza-masabaşı işleri değil.
Ve kültürleri izole, kendileriyle mutlular daha fazlasına ihtiyaç duymuyorlar…
Ayrıca antioksidan içeriği yüksek besinlerce de zengin besleniyorlar. Zerdeçal içerdiği “Curcumin” adlı organik bileşik sayesinde antioksidan, antidiyabetik, antikanserojen hatta deney hayvanlarında ömür uzattığına dair çalışmalar mevcut. Anlaşılan sadece deney hayvanlarında ömür uzatmıyormuş:)
Yüksek polifenollü şarap da aynı şekilde antioksidan içeriğince zengin. Kırmızı şarap ayrıca “Resveratrol” denen güçlü bir antioksidan bileşiğe daha sahip.
Fakat bu antioksidan maddeler yalnızca %3 gibi miktarlda bulunuyorlar, düzenli tüketilmesi ya da takviye alınması gerekiyor.
Örneğin 100 gr zerdeçalda 3 gr curcumin var, 100 gr zerdeçalı aynı anda yemeniz zaten olası değil, fakat her gün 10 gr zerdeçal ile 0.3 gr curcumini düzenli sisteminize almanız faydalı olacaktır.
Konu yine düzenliliğe ve alışkanlığa geldi:) Her şey alışkanlıklardan ibaret.
Taşı delen damlayan suyun gücü değil,sürekliliğidir.
Özetle bu uzun yaşam tarzını zaten Dünya Sağlık Örgütü bize, sağlığın tanımında özetliyor.
“Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedenen ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir.”
Kendinize iyi bakın, sizden bir tane daha yok.
Dyt.Edanur Serçe
2005 yılında National Geographic dergisinde yayımlanan bir çalışmada, dünya üzerindeki 100 yaşını aşkın insanların yoğunlukta yaşadığı bazı özel bölgeler tespit etmişler ve bu bölgeleri incelediklerinde insanlarında ortak alışkanlıklar keşfetmişler. Bu bölgeler ise şöyle; Loma Linda- Amerika ,Sardinya- İtalya, İkaria- Yunanistan, Okinawa- Japonya, Nicoya Yarımadası-Kosta Rika. Blue Zones yani Mavi Bölgeler ismi verilen bu bölgelerdeki ortak […]
