Uzm. Dyt. Edanur Serçe,Tedaviye Dirençli Obezite Artıyor, İklim Kanunları Bile Obeziteyi Hedef Alıyor
Latincede obesus, yemek yemek anlamına gelen “obedere”nin dili geçmiş zaman halidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite ”sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmıştır.
Dünya genelinde obezite oranları hızla artarken, mevcut tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı "tedaviye dirençli obezite" vakaları da çoğalıyor. Uzm. Dyt. Edanur Serçe, bu endişe verici trendin altını çizerek, obezitenin artık sadece bireysel bir sağlık sorunu olmaktan çıkıp, küresel bir kriz haline geldiğini vurguluyor.
Küresel Obezite Verileri Endişe Verici
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2024 verilerine göre, 2022 yılında dünya genelinde 2.5 milyar yetişkin fazla kilolu, bunların 890 milyonu ise obez olarak sınıflandırıldı. Bu, 1990'dan bu yana obezite oranlarının iki katından fazla arttığını gösteriyor. Ayrıca, 5-19 yaş arası 390 milyon çocuk ve ergenin fazla kilolu olduğu bildirildi.
???? Tedaviye Dirençli Obezite Nedir?
Uzm. Dyt. Edanur Serçe, "tedaviye dirençli obezite"yi şu şekilde tanımlıyor: "Diyet, egzersiz ve farmakolojik tedavilere rağmen kilo kaybı sağlanamayan obezite vakalarıdır. Bu durum, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu sonucu ortaya çıkabilir.
Bunca yıldır diyet yöntemlerinin, hazır diyet yemekleri sistemlerinin gelişmesine rağmen zayıflama ilaçları iğneleri vs gibi farmakolojik tedavilere rağmen obezitenin 90’lı yıllardan bu yana 2 kat artması durumun çok vahim olduğunun göstergesi.
Ülkelerin Obeziteyle Mücadele Politikaları
Birçok ülke, obeziteyle mücadele etmek için çeşitli politikalar uygulamaya koydu:
Amerika’da yükselen obezite oranlarını azaltmak ve şekerli içecek tüketimini düşürmek amacıyla son dönemde obezite vergileri oldukça popüler hale gelmiştir.
-Şekerli içecek vergisi 2014 yılında Berkeley’de %61, 2016 yılında San Fransisco’da %61, Oakland’da %60, Albany %70 Boulder’da %54 oranında evet oyu ile kabul edilmiştir.
- Meksika: 2014 yılında şekerli içecekler üzerine vergi uygulamaya başladı. Bu, tüketimde %6'lık bir azalmaya yol açtı.
- Birleşik Krallık: 2018'de şekerli içecekler için vergi getirdi. Bu, içeceklerin şeker içeriğinde %35'lik bir azalmaya neden oldu.
- Fransa: Yüksek şekerli gıdalar üzerine vergi uygulamaya başladı, ancak bu politika hükümet içinde tartışmalara yol açtı.
- Tayland: 2017'de şekerli içecekler üzerine vergi koydu ve bu, şeker tüketiminde %3'lük bir azalmaya neden oldu.
-Türkiye :2009-2015 yılları arasında görev yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2013 yılında yapılan 5. İzmir İktisat Kongresinde obeziteyi tetikleyen, sağlık harcamalarını artıran ürünlerden özel tüketim vergisi alınabileceğini belirtmiştir.
İklim Kanunları ve Obezite
Obezite Artık İklim Krizinin de Bir Parçası: Obez Bireyler Ozon Tabakasına Zarar Veriyor mu?
Dünyada obezite oranları her geçen yıl artarken, bu durum sadece sağlık değil, çevresel sürdürülebilirlik açısından da tehdit oluşturmaya başladı. Bilim insanları, obez bireylerin iklim değişikliği ve ozon tabakasının incelmesi üzerindeki dolaylı etkilerine dikkat çekiyor.
Obezite ve Karbon Ayak İzi: Veriler Ne Diyor?
Obesity dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, obez bireyler normal kilodaki bireylerden %20 daha fazla sera gazı (karbondioksit) salımı yapıyor. Bu farkın temel nedenleri:
- Artan metabolik enerji ihtiyacı
- Daha yüksek gıda tüketimi (özellikle yüksek karbon ayak izine sahip gıdalar)
- Ulaşım araçlarında daha fazla yakıt tüketimi (artan vücut ağırlığı nedeniyle)
- Sağlık hizmetlerinin daha fazla kullanımı (enerji ve kaynak tüketimi)
Bu faktörlerin birleşimiyle obezite kaynaklı yıllık 700 megaton CO₂ salımı, insan kaynaklı toplam emisyonların %1.6’sına denk geliyor.
Bu nedenle, bazı iklim politikaları, obeziteyle mücadeleyi de kapsayacak şekilde genişletiliyor.
Uzm. Dyt. Edanur Serçe: “Obeziteyle Mücadele Çevreye de Fayda Sağlar”
Uzm. Dyt. Edanur Serçe, obez bireylerin sadece sağlık sistemine değil, doğaya da yük oluşturduğunu belirtiyor:
- “Obeziteyle mücadele etmek yalnızca bireysel sağlığı değil, gezegenin geleceğini de korumak anlamına geliyor. Daha az et tüketimi, daha az karbon salımı ve daha az enerji kullanımı demek. Kilo kontrolü artık bir çevre sorumluluğudur.”
Obezite, artık yalnızca bir sağlık problemi değil; iklim krizinin hızlandırıcı bir unsuru. Obez bireylerin karbon ayak izi, enerji tüketimi ve metabolik salımları, iklim değişikliğiyle mücadelede dikkate alınması gereken önemli bir parametre haline geldi.