“TÜRKLER BÖLÜK-BÖLÜK”, “MÜSLÜMAN PÖRÇÜK!..” « Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberler

Kızılırmak Deltası’nda Bahar Güzelliği

EĞİTİM, FOTO GALERİ, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, SİYASET

Atakum’da zafer coşkusu

EĞİTİM, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, MAGAZİN, SİYASET

       “TÜRKLER BÖLÜK-BÖLÜK”, “MÜSLÜMAN PÖRÇÜK!..”

DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI

 

“TÜRKLER BÖLÜK-BÖLÜK”, “MÜSLÜMAN PÖRÇÜK!..”

                                   (“3 Mayıs Türkçüler Bayramı” Üzerine Bir Tespit)

 

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

Bu başlık altında ilk defa www.akasyamhaber.com internet/genelağ sitesinde, bundan tam 4 yıl önce (04.05.2018 tarihinde) neşredilen bir köşe yazımızı, (önemi dolayısıyla ve birkaç ufak dokunuş dışında) aynen sunalım istedik:

= = = (***) = = =

Bilindiği üzere “3 Mayıs” günü “Türkçüler Bayramı” olarak nitelendirilmekte ve başta “MHP Teşkilâtı olmak üzere “Milliyetçi-Ülkücü Kadrolar” tarafından her yıl anılmaktadır.

Bu vesile ile biz de “1946 yılında İnönü Dönemi”nde yaşanan ve çokça bilinen malûm baskılar ve tabutluklar hadiseleri dışında, tarihî bâzı olayları ve sözleri şöylece bir hâtırlatalım diyoruz:

Efendim; 1927 yılında “Gâzi M. Kemal”in emriyle bastırılan ilk Türk 5 lirasının bir yüzünde “Bozkurt” resmi olduğunu, 2 yıl sonra Londra’da bastırılan 6 kuruşluk posta pulu üzerinde de aynı şekilde bir “Bozkurt” figürü bulunduğunu milyonlarca kişi gibi bugünün pek çok CeHaPe’lisi de bilmez.

Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan”ın önceki günlerde ziyaret ettiği “Özbekistan” ve çevresindeki “Dış Türkler” hakkında da “Gâzi”, aynen şunları demekte idi: Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz, bizim onlara yaklaşmamız gerekir.”, “Türk Birliği’nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği’ne inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek.”, “Artık durumu düzeltmiş olmak için mutlaka Avrupa’dan öğüt almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım düşünceler belirdi. Oysa hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleri ile, yabancıların plânlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Türkler, maymun değildir; hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacaktır. O sâdece özleşecektir.”, “Allah nasip eder, ömrüm vefâ ederse Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selânik’te dâhil, Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım.

Ve, bunları gerçekleştirmek için de şunları ilâve etmekte idi:  “Hazırlanmak lâzımdır.  Nasıl hazırlanmalı: Mânevî köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz.” (Fazla bilgi için bkz: Türkiye Gazetesi-03.05.2006, sy: 7)

Türkiye Gazetesi Duayen Köşe Yazarı, Rahmetli Albay M. Necati Özfatura”, bundan yıllarca önce kaleme aldığı ve “20-24 Mart 1993 Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk-Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı”na sunulmak üzere hazırladığı, sonra da 21 Mart günü adı geçen gazetede yayınladığı bir Tebliğ’de “Dünyâdaki Türk Toplulukları” olarak şu tabloyu gözler önüne sermiş bulunmakta idi:

“1–  Batı Türkleri: Türkiye, Azerbaycan, İran (Azerî, Kaşkay, Afşar, Kaçar, Şahseven, Karapapah, Hamse, Kengerli, Karadağlı, Horasanî, Karayi, Türkmen, Halaç, Karakoyunlu), Irak (Musul, Kerkük, Süleymaniye), Suriye (Halep Türkmenleri), Kıbrıs ve 12 Ada Türkleri, Balkan Türkleri (Batı Trakya-Yunanistan), Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Sancak, Kırım Nogay Tatarları, Ahıska (Mesket) Türkleri;

2-  Doğu Avrupa Türkleri: Kafkasya Türkleri (Karaçay-Malkar, Kumuk, Nogay, Stavropol Türkmenleri, Çeçen-İnguş), İdil-Ural Türkleri (Kazan, Başkurt, Mişer, Çavuş), Kırım Türkleri, Karaim Türkleri, Gagavuz/Gökoğuz) Türkleri;

3- Türkistan Türkleri: Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen, Tacik, Karakalpak, Afganistan (Özbek, Kırgız, Tacik, Kazak, Türkmen), Doğu Türkistan (Uygur, Kazak, Kırgız, Sarı Uygur) Moğolistan;

4- Altay ve Sibirya Türkleri: Yakut, Altay, Hakas, Tuva, Televüt, Tobol, Baraba Tatarları, Koybali-Sabir;

5- Vatanlarından başka ülkelere göç etmek zorunda kalan Türk topluluklarının yaşadığı ülkeler:

  1. a) Kırım Türkleri (Türkiye, Özbekistan, Polonya, Romanya-Dobruca ve Amerika);
  2. b) Kazan Türkleri (Türkiye, Finlandiya, Japonya, Amerika, Doğu Türkistan ve Batı Türkistan);
  3. c) Mişer Türkleri (Finlandiya);

ç) Karaçay-Malkar Türkleri (Türkiye, Suriye, Amerika, Özbekistan, Kazakistan);

  1. d) Nogay Türkleri (Türkiye, Romanya, Dobruca);
  2. e) Karaim Türkleri (Ukrayna, Polonya);

f)- Türkistan Türkleri (Türkiye, S. Arabistan, Amerika);

g)- Ahıska-Mesket Türkleri (Özbekistan);

ğ)- Gagavuz/Gökoğuz Türkleri (Romanya, Bulgaristan, Kuzey Kafkasya).”

“Türkten… tâ Atatürk’e Türk Destanları” adını verdiğimiz ve 2’inci baskısını 2008 yılında yayınladığımız eserimizin 95-98’inci sayfalarında da yer verdiğimiz bu listeye şöylece bir dikkatli baktığımızda; parçalanmış ve birbirinden koparılmış, ayrı düş(ürül)müş, 250-300 milyon nüfuslu Türk Devlet ve Topluluklarını görürüz. Zamanında bir araya geldikleri, bir ve beraber oldukları devirlerde; dünyânın en kalabalık milleti olan Çinlilere, korkudan “Çin Seddi”ni diktirecek kadar güçlü ve kuvvetli olan ve sözünü dinleten bu Millet; mezhep-meşrep, sağ-sol, laik-anti laik, ilerici-gerici, sosyal demokrat-şeriatçı vb. şekilde ayrı(ştırıl)dığı zaman, 3,5 Yunan’a ve O’nun çömezi Kıbrıs Rûm’una bile söz geçiremez hâllere düşmekte, Avrupa Birliği’nin kuyruğundan koptuğu zaman âdeta dünyânın başına yıkılacağını sanmakta; diğer taraftan da ABD’nin, Almanya’nın, İngiltere ve İsrail’in emrine girmiş “FETÖ” hainlerinin ihaneti yüzünden âdeta devletinden koparılma, vatanında esaret altına düşme tehlikelerini yaşamaktadır…

 

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

Şimdi oturduğumuz koltuk veya sandalyede şöylece bir arkaya doğru yaslanalım ve işin bir de siyasî, târihî, beşerî ve mânevî boyutuna birlikte bir bakalım, istiyoruz:

* “Asra yemin olsun ki, insan hiç şüphesiz hüsran içindedir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Asr Sûresi, âyet 1-2)

* “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki size ateş dokunur, sonra kurtulamazsınız.” (Kur’ân-ı Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 113)

* “Allahü teâlâ zâlimleri sevmez.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i İmrân Sûresi, âyet 57, 140)

*   “Sakın hâinlerin savunucusu olma!..” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 105’den)

* “Allah’a ve Resûlüne inanmayan o kâfirler için, çılgın bir ateş hazırladık.” (Kur’ân-ı Kerîm; Fetih Sûresi, âyet 13)

* “Zâlime yardım eden, ondan zarar görür.”, “Bir zâlime yardım edene Allahü teâlâ o zâlimi musallat eder.”, “Ana-babanın çocuğuna olan ve mazlûmun, zâlime olan bedduâları reddolunmaz.”, “Kâfir bile olsa, mazlûmun duâsı reddolmaz.”, “Mazlûmun bedduâsından korkunuz. Çünkü onunla Allahü teâlânın arasında bir perde yoktur.”, “Allahü teâlâya Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz, mü’minleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirlere ve mürtetlere, Allah için düşmanlık etmedikçe, hiç birisi kabul olmaz.”  (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)

*  “Her günâh affedilebilir. Her günâhın cezâsı, muhakkak dünyâda verilmeyebilir, âhirete de kalabilir. Ama zalimin cezâsı hem dünyâda, hem âhirette verilmedikçe ölmez.” (Hüseyin Hilmi Işık “r. aleyh”-Sohbetler)

* “Hakiki bir Müslüman, samimi bir mü’min; hiçbir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz.” Said Nursî  (r. aleyh)

*   “Müslüman akıllı olmalı, ilm-i siyaseti bilmeli. Duyguları ile değil, aklı ile hareket etmeli. İslâm düşmanlarının kurduğu tuzakları fark etmeli ve o tuzaklara düşmemelidir.”  (Nuri Elibol-Türkiye Gzt. 20.08.2013, s. 12’den)

* “Çok samimî olarak îtiraf edeyim ki, Avrupalılar Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı, Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince: 1- Müslüman olduğunuz için sevmezler. Ama faraza lâiklik şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler. (…) 3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı Pazar yapmaya başladınız. 4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. 5-Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar da Orta Avrupa ve Balkanları haçlı ordusuna mezar ettiler. (…) 7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslâmiyet uğruna her şeyini fedâ etmeseydi, İslâmiyet bugün belki sâdece Hicaz’da varlığını devam ettirirdi. Kaldı ki Vehhâbîliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığı’nın adamlarıdır. Batı, her yerde İslâmiyeti sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi. 8-Kilise size kin kusmaktadır ve sebepleri yukarıdadır. (…) 10-Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an, Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır. 11-Yine sizler, Avrupa’nın târihî düşmanısınız ve dâima düşman olarak kalacaksınız.” (Alman Prof. Dr. Fritz NaumarkTürkiye Gazetesi; 08.06.2001, s. 15)

*  “Türklere elbette düşmanız. Selçuklu ve Osmanlının İslâmiyet’e hizmeti olmasaydı bugün Anadolu, Orta Doğu, Kuzey Afrika Hıristiyan ülkesi olacaktı. İslâmiyet çöllerde kabile dini olarak kalacaktı. Selçuklu ve Osmanlı 800 yıl Batı’nın Orta Doğu, Afrika ve Asya’da sömürmesini önlemiştir. Osmanlı ayrıca 600 yıl Balkanlar, Kuzey Afrika ve Kafkasya’yı Batı’dan koparmıştır.” (İngiliz Tarihçi Arnold Toynbee-Türkiye Gazetesi; 09.12.2016, s. 10)

*   “Anadolu’da on bir bin yıl içinde 30 medeniyet ve yüzlerce devlet, târihin sayfaları arasına gömülmüştür. Temelsiz milletler yıkılmaya mahkûmdur… Dînimize, dilimize, mazimize, örf ve âdetlerimize sahip olmaya mecbûruz. Aksi takdirde ne mi olur? Anadolu’nun 31. Medeniyeti de yok olur… Şu güzel milleti, târih çöplüğüne gömerler.”, “Bush iktidarı ile petrol ve silâh şirketleri, küresel sermaye; bugünkü savaşların projesini yaptı. Suriye’nin dörde ve Irak’ın üçe bölünmesi ve Türkiye başta olmak üzere 27 İslâm ülkesinde sınırların ve iktidarların değiştirilmesi, 13 madde olarak, tespit edildi.” (M. Necati Özfatura-Türkiye Gzt. 24.05.2002, s. 10; 01.09.2017, s. 9)

”Biz Yahûdiler, 20. Yüzyılda, Orta-Doğu’da yıkılmaz denen Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkıp iki devlet kurduk! Onlara, öyle güzel bir sistem inşa ettik ki, Türkler, bize Filistin’i vermeyen Abdülhamid’e 200 sene daha söverler!..” (C. Weizman: İsrail Cumhurbaşkanı-Türkiye Gzt; 03.11.2014, s. 9)

*  “Komünizmin çöküşünden sonra yeni düşman İslâm’dır.” (NATO Genel Sekreteri W. Cleas, 1995)

*  “Haçlı Seferleri başladı.” (ABD Başkanı Bush, 11.09.2001)

*  “Ey koca Şark, ey ebedî meskenet/Sen de kımıldanmaya bir niyet et!..  Korkuyorum Garb’ın elinden yarın/Kalmayacak çekmediğin melânet!..” ,   “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez/Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”   (M. Âkif Ersoy-Safahat”

*  “Vatan parçalanınca, yüzümüz gülmez elbet/Yüce İslâm âlemi, boyun eğmiş haçlıya; Vicdanı yosunluya, elleri kırbaçlıya.  Zaman hasret duyuyor, başı hilâl taçlıya; Nerede kaldı tarih, nerde bizdeki heybet?..” (S. Ahmet Arvâsî-Şiirlerim; s. 15)

*  “Müslüman’a asla dost olmaz şu Batı/Unutmayın; Mayıs’ı, Eylül’ü Şubat’ı!..”  (Ekrem Şama-Millî Gzt. 19.08.2013, s. 14)

*  “2013 yılının Ekim ayında Bayan Robin Wright, Newyork Times gazetesinde bir makale kaleme almış ve Ortadoğu’daki 5 ülkeden 14 devlet çıkarılacağını yazmıştı. Bu devletlerin Irak, Yemen, Suriye, Suudi Arabistan ve Libya olduğunu söylemişti. Yeni kurulacak devletlerin ise Şiîistan, Sünnistan, Vahabistan, Alevistan, Kürdistan gibi isimler taşıyacağını iddia etmişti.” (Mustafa Kaya-Millî Gazete; 20.12.2016, s. 7)

*  “ABD’de bir vakıf tarafından Başkan’a sunulan bir raporda Müslümanların;

–  Fundamentalist Müslümanlar,

–  Gelenekçi Müslümanlar,

–  Radikal Müslümanlar,

–  Modernist Müslümanlar,

–  Laik Müslümanlar, olarak ayrıştırılması istenmiş.” (Mahmut Toptaş-Millî Gazete; 08.08.2017, s. 8)

= = = (***) = = =

Diğer taraftan; devletlerinin sayısı 60’a, toplam nüfusu 1,750 milyara yaklaşmış “Müslüman Ülkeler”in bu mevcut durumu ve dağınıklığı/kopukluğunu fırsat bilen emperyalist ülkelerin başındaki ABD, (yukarıda “serlevha” hâlinde sunduğumuz bilgilerden de anlaşılacağı üzere) bu hâli de yeterli görmemekte ve yeni- yeni şeyhlikler, krallıklar, emirlikler…  şeklinde parçalanıp ufalanmak suretiyle İsrail önünde güç/kuvvet olmaktan çıkmalarını arzulamakta, dahası; sömürmek için daha uygun bir vaziyete düşmelerini istemekte ve de bunu gerçekleştirmek için de Orta Doğu’da “BOP/Büyük Ortadoğu Projesi”ni gıdım-gıdım uygulama peşinde koşmaktadır…

Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakalım istiyoruz… Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

= = = * = = =

“Moskof” böldü “Türk’ü”, “5 parça” etti;

“Özbek” var “Kazak”, “Kırgız” ve “Türkmen”;

“İsa Yusuf” neden, batıya yetti?..

“Demokrasi” deyip de, “Pekin ürkütmen”;

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?!..”

 

Bir “Doğu Türkistan”, bir “Batı” vardı;

“İlim-irfân-ihsân”, selce akardı;

“Dinli-dinsiz kâfir”, kemce bakardı!..

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Şahlanan Türk atı”, “sura” çıkardı!..

 

Kâh “Moskof”, kâhı “Çin”; sinsi “İngiliz”;

Ne “dal” koydu “yaprak”, ne dahi “filiz”;

“Türk” mü, “Müslüman” mı; “bırakma tek iz!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Yafes’ten Nûh’a dek, üzerini çiz!..”

 

“Funda…”, “Gelenekçi”; “Radikal” de “böl!”;

“Modernist” ve “Laik”, olsun her bir “döl”;

“Arakan’da kandan, varsın dolsun göl!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Ya sömürgemiz ol, yahut var git-öl!..”

 

“Alevî-Sünnî” de, “Şiî-Nusayrî”;

Kimi “Kral” olsun, çeksin hep “ayrı”;

Düşküne-muhtaca, olmasın “hayrı!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Hat” dedik, “BOP” dedik; çizdik bir “eğri!..”

 

“Parça-parça” olsun, “ufalsınlar hep”;

“Meşrep-meşrep” kalsın, “bölünsün mezhep”;

“Girsin birbirine, bulun bir sebep!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Ar-hayâ ne imiş, silinsin edeb!..”

 

“Kırım”, “Kazan”, “Mişer”; “Karaçay”, “Malkar”;

“Göç etmiş-sürülmüş”, trenler kalkar;

“Nogay” ve “Karaim”, “Batı’ya sarkar!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Ahıska Türkleri”, “Özbek…”ten bakar!..

 

“Gagavuz” savrulmuş, “Romen-Bulgar”a;

“Azerî”, “Kaşkay”ı; “İran’da ara”;

“Avşar”, “Kaçar”, Hamse”; “düşmüş yollara!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Türkmen”, “Halaç” şimdi, “niçin fukara?!..”

 

“Kumuk”, “Nogay”, “Çeçen”; “İnguşya Türk’ü”;

“Doğu Avrupa’nın, seçilmiş ırkı”;

“Kazan”, “Başkurt”, “Mişer”; geçmekte 40’ı!..

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

Şu “Çavuş’lar” var ya, “Ural’ın börkü!..”

 

“Tacik”, “Karakalpak”; “Türkistan” soylu;

“Afgan”da “5 boy” var, şehirli-köylü;

“Altay”, “Sibirya”da, dal-fidan boylu!..

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Yakut”, “Hakas”, “Tuva”; şölenli-toylu!..

 

“60”a uzanmış, “Müslüman” devlet;

“Muhammed Ümmeti”, “seçilmiş millet”;

“Kâfirin özünde, daima hayret!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Böldü-parçaladı”, yeniye gayret!..

 

“Türkler bölük-bölük”, “Müslüman pörçük”;

Çokları aşikâr, kimisi örtük;

“BM” kim için var, kim bu “5 büyük?!..”

“Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

Bu paylaşım zül, bu ağır bir yük!..

 

KAYIKÇ’Ali der ki, “Artık bi toplan;

İster ‘köpek’ salsın, isterse ‘coplan’;

İster ‘füze’ vursun, ister ‘Neoplan!..’

 “Dünyânın Duvarı”, niçin “Çin Seddi?”;

“Gerçekleri anla, bakma ‘miyoptan!..”