DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI ŞU “MÜJDE”YE BAK DA ŞAŞMA!..* “Allah yolunda şehîd olanlara ölü demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i Îmrân Sûresi, âyet 169-170)
* “Mallarını, canlarını fedâ ederek din düşmanları ile Allah rızâsı için cihâd eden Müslümanlar, oturup ibâdet edenlerden daha üstündür. Hepsine de, Cennet’i söz veriyorum.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Suresi, âyet, 94)*
“O balık sahibini (Yunus’u da hâtırla)
Hani o… ‘Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben haksızlık edenlerden oldum’ diye (Allah’a)
duâ etmişti.” (Kur’ân-ı Kerîm; Enbiyâ Suresi, âyet 87’den)
* “Allah yolunda cihâd eden kimselerin hâli, gündüzleri oruçlu olup, gecelerini ibâdetle geçiren, Allahü teâlânın âyetlerine itâat eden, namâz ve oruçtan dolayı hiçbir gevşeklik hissetmeyen kimsenin hâli gibidir ki, yine Allah yolunda cihâd eden üstündür.”, “Şehîd; ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, Kıyâmetin dehşeti, hesap-mîzân-sırât, onu rahatsız etmez, doğruca Cennet’e gider.”
, “Bütün ibâdetlere verilen sevâb, Allah yolunda gazâya verilen sevâba göre, deniz yanında bir damla su gibidir.”, “Denizde cihâd edenin karadakine üstünlüğü, on gazâ yapmak kadardır.”,
“Bir gâziye veya mücâhide yardım edeni, Cenâb-ı Hakk mahşerde (gölge olmayan günde) gölgelendirir.”, “Hassan bin Sabit’in beyitleri, düşmana ok ve kılıç darbesinden daha çok tesirlidir.”, “Ey Hassan! Sen müşriklerin yüz karalarını ortaya koydukça Cebrail seninledir. Ashabım silâhla harp ettiği gibi sen de dille harp et!..” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem
”) * “Cihâd: Allah yolunda O’nun ismini yüceltmek, İslâm dînini yaymak için; can, mal, söz, neşriyat ve diğer vâsıtalarla çalışmak, gayret göstermek, muhârebe etmek. Cihâd üç türlü yapılır: Birincisi beden ile yani her türlü harp vâsıtası ile yapmaktır. İkincisi, her türlü neşir, basın ve yayın vâsıtası ile İslâmiyet’i insanlara yaymak ve duyurmaktır. Bu cihâdı İslâm âlimleri yapar. Üçüncüsü ise, duâ ile yapılan cihâddır. Bütün Müslümanların bu cihâdı yapmaları farz-ı ayndır.”
(Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü, c. 1, s. 71
) aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği ve çokça da görüldüğü üzere; herhangi bir depremin akabinde “AFAD” gibi ekip görevlileri tarafından hani bir çağrı yapılır ya: “
Sesimi duyan var mı?..”Bizim de “
İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî Hazretleri” tarafından yazılan ve tercümesi de rahmetli
Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin kalemi ile dilimize kazandırılan meşhûr “Mektûbât” isimli eserin son sayfasında okuduğumuz aşağıdaki müjdeli buyruğu okuyunca aynı şekilde çıkıp haykırasımız geldi:“
Müjdeyi duymayan var mı?.. Müjdeyi duymayan var mı?..”Burada aynen şu bilgiler verilmektedir:
“(Necât-ül müsallî) kitâbı 1217 hicrîde Ahmed Şevkı efendi tarafından türkçe yazılmış, 1305 de İstanbul’da basılmıştır. 197 sahîfedir. Son sahîfesinde diyor ki, İbni Cezerî (Hısn-ül-hasîn) de diyor ki, hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, ‘Bir hasta, lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn’i kırk def’a okursa, şehîd olarak vefât eder. Şifâ bulursa, bütün günâhları afv olur.’ Bu düâ, Enbiyâ Sûresinin 87. âyetidir.”“Covit-19” salgınına marûz kalan “
Koronalılar” için bir “
müjde” olarak düşündüğümüz bu hadîs-i şerîf, aslında az veya çok hemen her insanımızın da “
hasta” olduğu gerçeğinden hareketle bu müjdeyi, bütünüyle “
Din Kardeşlerimize” niçin duyurmayalım, dedik; sonrasında da aşağıdaki mısraları bu his ve düşüncelerle kaleme aldık.Diyoruz ve bu şiirimiz ile de
Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =Şu “müjde”ye bak da şaşma:Ya “şehîdlik”, ya da “afv” var. “Gâfil” olma, “boş” yaklaşma; Her gün 40 kez “Hakk’a” yalvar:“Lâ ilâhe illâ ente…”Söyle boş-boş hiç dolaşma!.. “…sübhâneke innî küntü…”,Ve de “…minezzâlimîn” de!..Gider “korku” ve “ürküntü”;Müjde verdi “Ol Emîn” de!..“Günâhlar” olur “döküntü”,Süpür gitsin her zeminde!.. Şu “müjde”ye eyi bak Sen:Ya “şehîdlik”, ya da “afv” var. N’olur bunu daim desen?Her gün yapsan bir kez tekrar:“Lâ ilâhe illâ ente…”Can-ı gönülden söylesen!.. “…sübhâneke innî küntü…”,Ve de “…minezzâlimîn” de!..Kalbten siler kir “süprüntü”;Sona koyma, “herdem”in de!..Yeter Rabbin bir “Ol/Kün”tü,Müjde “Cezer’” âlimin de!.. KAYIKÇ’Ali, yaz-duyur Sen; Kendine de bi buyursan!.. “Mektûbât”tan, bu bir nakil; “Günâhları” âh bi yuğsan;Sana derim o gün akîl, “Zembereği” her gün kursan!..