DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
SEN NERDESİN, NERDESİN?.. * “Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik. İsterse bu yolda sâbit olup şükreder; isterse nankör olup küfrü seçer.” (Kur’ân-ı Kerîm; İnsan Sûresi, âyet 3)* “Câhiller, ahmaklar, dünyâdaki zevk ve lezzetlere kavuşmak için, dinlerini, îmânlarını verdi. Âhiretlerini satıp, dünyâyı, şehvetlerinin istediklerini aldılar. Hidâyet/Kurtuluş yolunu bırakıp, helâke koştular. Bu alış-verişlerinde bir şey kazanmadılar. Bunlar ticâret ve kazanç yolunu bilmedi; çok ziyân ettiler.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 16) * “Rabbinizden mağfiret istemeğe ve Cennet’e girmeğe koşunuz. Bunun için çalışınız! Cennet’in büyüklüğü, gökler ve yer küresi kadardır. Cennet, Allahü teâlâdan korkanlar için hazırlandı. Bunlar, az bulunsa da mallarını Allah yolunda verirler, öfkelerini belli etmezler, herkesi affederler. Allahü teâlâ, ihsân/bağışlayan, iyilik edenleri sever.” (Kur’ân-ı Kerîm; Al-i İmrân Sûresi, âyet 133)* “Kim de Allahü teâlânın ve peygamberi (Muhammed aleyhisselâm)ın emirlerine isyân eder, aldırış etmez, beğenmez, asra-fenne uygun değildir, modern ihtiyâçlara kâfi değildir derse; Kıyâmetde Cehennem ateşinden kurtulamıyacaklardır. Bunlara Cehennem’de çok acı azâb vardır.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 14)* “Berât: Kurtuluş vesîkası
. “Berât Gecesi: Kamerî aylardan
‘Şâban’ ayının on beşinci gecesi.
“Cebrâil (aleyhisselâm) bana geldi. Kalk namâz kıl, çok duâ et! Bu gece Şâban’ın on beşinci (Berât) gecesidir, dedi. Allahü teâlâ bu geceyi ihyâ edenleri (ibâdet ile geçirenleri) af eder. Yalnız müşrikleri (putperestleri), büyücüleri, falcıları, hasîsleri (cimrileri), alkollü içki içenleri, fâiz yiyenleri, zinâ yapanları afv etmez.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi vesellem”) aygıdeğer Okuyucularımız!..Yukarıda “
serlevha” hâlinde sunduğumuz bu açılış/giriş bölümünden sonra yeni bir “
önsöz”, “
takdim” ve “
mukaddeme” benzeri cümleleri yazmayı lüzumsuz görüyor ve dahi bu başlık altında kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…= = = (***) = = =
Sen nerdesin, nerdesin? Bil ki “ara yerde”sin!..“Bâtıl” şarkı söylerken, neden çıkmaz hiç sesin?“Ara yer”de kalmak yok, “dönülmez seferde”sin!..Bu “istasyon” hep vardı, bundan böyle olacak; “Hayât: Dünyâ Sahnesi”, sen de bu “perdede”sin!.. Sen nerdesin, nerdesin? İyi bak “kimlerde”sin?..“Şeytân” çalıp-oynarken, sen “çayır-çimlerde”sin!“Tavan” çökmüş, duvar yok; “halı-kilimlerde”sin!..Bu “gâflet” hiç bitmez mi, ne zaman son bulacak?“Berât”ın indi-iner, sen de o “mimlerde”sin!.. Sen nerdesin, nerdesin? Ve dahi “kimlerle”sin?“Gemi” kalktı-kalkacak, “Kaptan: İskele!..” desin; “Üstâd: Müdâhil” olsun, “Gel!..” diye el eylesin!..Bu “dâvetler” hep vardı, bundan böyle olacak;Bende “soluk” kesildi, “Tam İlmihâl” söylesin!.. Sen nerdesin, nerdesin? “İstasyon-gemide”sin!..“Azrâil-İsrâfil”(*) var, sen küçük bir “serçe”sin!“Şefâat”e muhtaçsın, “İmdât!.. İmdât!.. Derce”sin!..Bu “istasyon-gemiler”, hep oldu-hep olacak; “Kıyâmet: Son Tarih”tir; “ya öyle, ya böyle”sin!.. Sen nerdesin, nerdesin? Bil ki “ara yerde”sin!..“Zaman: Geldi-geçiyor”, “dönülmez seferde”sin; KAYIKÇ’Ali “nasîhat”, “mısra-hecelerde”sin!..Her “mezar açık kapı”, bu “kapılar” dolacak; “Hayât: Dünyâ Sahnesi, sen de bu “perdede”sin!.. ----------------------------------------------- (*): Azrâil-İsrâfil aleyhimüsselâm =========================================