“…PİRZOLA… KEBAP” YERKEN, BİZ “AÇ … AÇ” ÖLÜYORUZ!.. (“Malûmlar”a “taşlama”, mısra-mısra haşlama): - “El lânetullahi alez zâlimîn (Allah’ın lâneti, zâlimlerin üzerine olsun!” (Kur’ân-ı Kerîm; 7/A’râf Sûresi, âyet 44)
- “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki size ateş dokunur, sonra kurtulamazsınız.” (Kur’ân-ı Kerîm; 11/Hûd Sûresi, âyet 113)
- “Kim bir mü’mini meteammiden (kasten) öldürürse, artık onun cezası Cehennem’de ebedî kalmaktır; Allah ona gazab etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.” (K. Kerîm; 4/Nisâ Sûresi, âyet, 93)
- “…Allah’ın insanları birbiriyle önlemesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti.”(K. Kerîm; 2/Bakara Sûresi, âyet 251’den)
- “Sakın yeryüzünde fesâd çıkarma. Doğrusu Allah, fesâd çıkaranları sevmez.” (K. Kerîm; 28/Kasas Sûresi, âyet 77’den)
- “…yeryüzünde fesâd çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da bulundukları yerden başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyâda onlar için bir zillettir. Âhirette ise onlar için büyük bir azab vardır.”(K. Kerîm; Mâide Sûresi, âyet 33’den)
* “
“Hubb’ül vatan minel îmân/Vatan sevgisi îmândandır.”, “
Allahü teâlâya îmândan sonra en faziletli ibâdet, vatan savunmasıdır.”,
“El vahdetü rahmetün ve’l-fırkatü azabün/Birlikte râhmet, ayrılıkta azâb vardır)”,“Allah yolunda cihâd eden kimselerin hâli, gündüzleri oruçlu olup, gecelerini ibâdetle geçiren, Allahü teâlânın âyetlerine itâat eden, namâz ve oruçtan dolayı hiçbir gevşeklik hissetmeyen kimsenin hâli gibidir ki, yine Allah yolunda cihâd eden üstündür.”,
“Bütün ibâdetlere verilen sevâb, Allah yolunda gazâya verilen sevâba göre, deniz yanında bir damla su gibidir.”,“Şehîd; ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, Kıyâmetin dehşeti, hesap-mîzân-sırât, onu rahatsız etmez, doğruca Cennet’e gider.”,
“Bir gâziye veya mücâhide yardım edeni, Cenâb-ı Hakk mahşerde (gölge olmayan günde) gölgelendirir.”, “Kıyâmet günü en ağır azâba uğrayacak olanlar, dünyâda insanlara azâb edip, şiddeti revâ görenlerdir.” “Mü’minler, birbirlerinin Allah yolunda dökülen kanlarının öcünü almakla mükelleftirler.”, “Mü’minin öldürülmesi, Allah katında dünyânın yok olmasından daha büyük iştir.”, “Bir kimsenin, bir mü’mini sebepsiz yere öldürdüğü kat’i delilerle sabit olunca, öldüren hakkında kısâs hükmü tatbik olunacaktır.”, “
İnsanlar zâlimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah’ın onları genel bir azâba uğratması kaçınılmazdır.”,“Haksız yere öldürülen herkesin kanında Âdem’in ilk oğlu Kabil’in günâh payı vardır. Çünkü adam öldürme çığırını ilk açan o idi.”, “Bir zâlime yardım edene Allahü teâlâ o zâlimi musallât eder.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem
”)
* “Her günâh affedilebilir. Her günâhın cezâsı, muhakkak dünyâda verilmeyebilir, âhirete de kalabilir. Ama zalimin cezâsı hem dünyâda, hem âhirette verilmedikçe ölmez.” (
Hüseyin Hilmi Işık “r. aleyh”-Sohbetler)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere; 29 Şubat 2024 günü “
Katliâmcı Terörist Devlet İsrail” tarafından “
Gazze’de gıda kuyruğu”nda bekleyen “
Filistinliler” üzerine bomba ve kurşun yağdıran ve 100’ü aşkın sayıda kişiyi “
şehîd” edip en az dört katını da yaralayanlara karşı
Sn. Cumhurbaşkanı’mız “
Antalya Diplomasi Forumu”nda yaptığı açış konuşmasında bunun “
bir savaş değil, soykırım olduğunu” vurguladı ve “
İsrail’e şartsız destek veren Batılı güçlerin ‘tazıya tut, tavşana kaç’ diyen ikiyüzlü politikalarıyla dökülen kana ortak olduklarını, uluslararası düzenin iflâs bayrağı çektiği”ni söyledi.
Sn. Erdoğan, “
Gazze’de sâdece çocuk, kadın ve sivillerin canice katledilmeldiğini, milyarlarca insanın adâlete inancının da yok edildiğini, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin’in kurulmasının insanlığın borcu olduğunu” da belirtti. (Bkz: Basın-02.03.2024)
“Beş aydır Gazze’de su tükendi, açlık füzelerden daha ölümcül hâle geldi. Yardım için bekleyen sivillerin vurulmasını ‘tehdit mesajı’ olarak değerlendiren Filistinli yetkililer, ‘Bir sonraki hedef, yardım uçakları olacak. Bizi açık bir biçimde ‘Gazze halkı ya bomba ya da açlıkla ölecek’ deniyor yorumunda bulundu.”
“ABD, İsrail’e Tepkiyi Bile Engelledi! Siyonistlerin yardım için bekleyen sivilleri katletmesine dünyanın birçoık ülkesinden öfke yağdı. İkiyüzlü tutumunu sürdüren Avrupa ülkeleri, ‘İsrail’e silâh ihracatı durdurulsun’ teklifine ‘hayır’ dedi. BM Güvenlik Konseyi, ABD yüzünden İsrail’i kınama kararı bile çıkmadı.” (Türkiye Gzt; 02.03.2024, sy. 1, 12)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Bütün bunlar, dünyânın gözü önünde olurken bizde de bir kısım muhterisler, gözleri ve karınları bir türlü doymayan vicdansız insan kılıklılar; mübârek Ramazân-ı şerîfin gelişini fırsat bilerek gıda ürünlerine zam üstüne zam yapmakta ve banka hesaplarını daha bir şişirmenin sinsiliğine çalışmaktadırlar.Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla!..
= = = ( + 1 + ) = = =Dediler “su ve un var”, “kuyruk”ta bekliyoruz; “Sabır”, “ümit” yarışta; hayâller karma karış; “Mazîdeki günlere, gözyaşı” ekliyoruz!Gökten “bombalar” yağdı, bizden “Hakk’a” yakarış; Bittik… Bittik… Bitiyor!.. Son çâre, tekliyoruz!.. Dediler “su ve un var”, kaç “aydır” hasret kaldık; Koştuk, sıraya girdik; kap-kacak, torba aldık; Kaç saat bekliyoruz, güneş altı bunaldık!..Bittik… Bittik… Bitiyor!.. Son çâre, tekliyoruz;“Sabır”, “ümit” yarışta; gözyaşı” ekliyoruz!.. Dediler “su ve un var”, ola ki bize düşer; “Aç… aç… ölmek” var iken, birkaç gün fazla yaşar; Gözyaşımız kurudu, ola ki biraz taşar!...Bittik… Bittik… Bitiyor!.. Son çâre, tekliyoruz;“Sabır”, “ümit” yarışta; gözyaşı” ekliyoruz!.. = = = ( + 2 + ) = = =Gökten “bombalar” yağdı, “nefesi” bölüyoruz; Çevre ölü-yaralı, fert fert dökülüyoruz; Kol-bacak ayrı düştü, yere çekiliyoruz!..Sizler “maaş… zam” derken, biz buna gülüyoruz; “…Pirzola… Kebap” yerken, biz “aç… aç…” ölüyoruz!.. “Tanktan bombalar” yağdı, “feryâd-figan” karıştı; “Su ve un” bekliyorken, geçici bir barıştı; “İmdât!.. İmdât!..” sesleri, “Allah’a” yakarıştı!..“Hayât” var, “ölüm” yakın; nefesi bölüyoruz; “…Pirzola… Kebap” yerken, biz “aç… aç…” ölüyoruz!.. “Çevreden kurşun” yağdı, sonra “aks-ı sedâ”dır; “Fililstin: Öz vatanım, canım O’na fedâ”dır; “Gazze: Taş-toprak” değil, “şehittir/şühedâ”dır!..Sizler “maaş… zam” derken, biz buna gülüyoruz; “…Pirzola… Kebap” yerken, biz “aç… aç…” ölüyoruz!.. = = = ( + 3 + ) = = =Bre “Siyonist” dölü, bre “çukur” alçağı; Hani “hak-hukuk” vardı ve “milenyum”un çağı; Yahudi’ye ver de ver; meyve, bahçeyi, bağı!..Para… Silâh… Mühimmat… Tel-Aviv’e koş da koş; “ABD”si “AB”si, birbirinden hep liboş!.. Bre “Siyonist” dölü, bre çağın zâlimi; Bakıyor görmüyorsun, ahvâlimi-hâlimi; Allah yüklesin Size, günâhım-vebâlimi!..Para… Silâh… Mühimmat… Tel-Aviv’e koş da koş; “ABD”si “AB”si, birbirinden hep liboş!.. Bre “Siyonist” dölü, “kravatlı katiller”;Yarın “Kıyâmet Günü”, yakanızda bu eller; Zulmünüzü diyecek, her bir uzvunuz-diller!..Para… Silâh… Mühimmat… Tel-Aviv’e koş da koş; “ABD”si “AB”si, birbirinden hep liboş!.. = = = ( + 4 + ) = = =“Yediğiniz nî’metler, boğazınızda kalsın”;Azrâil(*) vura vura, canınızı tez alsın; Ölüm sarsın çevreniz, korkular dehşet salsın!..Rabbim “imhâl” eyler de, asla “ihmâl” eylemez; Çok “gelin anne” olur, Sizler gibi peylemez!.. Şu “tertemiz hava”yı, yeter hep kirlettiniz; “Hak-hukuk-adâlet”i, “BM”de beklettiniz; “Mazlûmların hakkı”na, engelsiniz/setsiniz!..Rabbim “imhâl” eyler de, asla “ihmâl” eylemez; Şeytân “kâfir” olmuşken, bunu her gün söylemez!.. “Ben Allah’tan korkarım”, haberi var Kur’ân’da; Zulmetmekten sakındı, kaçtı-gitti bir ânda;“ConiHom” denen şâkî, her dem faal cihânda!..Rabbim “imhâl” eyler de, asla “ihmâl” eylemez; Londra gizler desteği, aşikâr heyheylemez!.. KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Gazze vahşeti” zirve; “Veto-veto” üstüne, “BM”yi sarmış zırva; “Netanyah’” kesip-doğrar, “ConiHom” sanki kirve!..Rabbim “imhâl” eyler de, asla “ihmâl” eylemez; Çok “gelin anne” olur, Sizler gibi peylemez!..