“ÖDÜLLER ÖDÜLÜ, EN BÜYÜK ÖDÜL”ALİ KAYIKÇI7DEREBAHÇELİ
aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere; Hicrî 1447 senesinin ilk ayı olan ve Peygamberimiz Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem”in ifadesiyle, “Ayların efendisi olan, Ramazân ayında tutulan oruçtan sonra en faziletli oruçun tutulduğu, Cenâb-ı Allah’ın ayı olan ve Aşûre gün ve gecesini ihtivâ eden, aynı zamanda duâların kabül edildiği aylardan biri olan Muharrem ayı”ndayız.Malûmları olduğu gibi “duâ”nın kelime mânâsı; isteme, yalvarma, çağırma demektir. Şu “âhir zaman”da, şu pekçok günâhın âşikâre işlendiği asrımızda yapılan bir iyiliğe ve hayıra karşılık can-ı gönülden “bir teşekkür” almak ve “duâ”ya muhatap olmak/kavuşmak, ne büyük bir saâdet diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla… = = = ( * * * ) = = =“Ödüller ödülü”, “en büyük ödül:“O “bir kırık kalb”ten, “duâ almak”tır!..“Resûller resûlü: Muhammed resûl”(*);“Livâ”sın altında, bir yer bulmak”tır!.. “Kırık kalb duâsı”, “geri” çevrilmez; “Asrî Firavûnlar”, sanma “devrilmez”;“Şu-bu yaptı sanır”, “yapanı bilmez”;“Kebâir günâh”la, “rezîl olmak”tır!.. “Kırık kalb duâsı”, “perde kaldırır”;“Fareler aslan”a, o gün “saldırır”;“Surlar”ı devirir, “kale aldırır”;“Nefis putları”nı, “yere çalmak”tır!.. “Kırık kalb duâsı”, “Arş’ı titretir”;“Rahmet melekleri”, “ân’da iletir”;“En’inde, son’unda”, “salâvat getir”;“Namaz’ı vaktinde”, “erken kılmak”tır!.. “Kırık kalb duâsı”, “seher armalı”;“Vücudu sarsmalı”, “beyni sarmalı”;“Belinde zünnarlı”, “haçlı formalı”;“İnsî şeytânlar”ı, “nâr’a salmak”tır!.. “Kırık kalb duâsı”, “ödül ödülü”;“Sevâb bahçesi”nin, “en güzel gülü”;“Susturur kargayı”, coşar bülbülü”;“Rahmet denizi”ne, “boyca dalmak’tır!.. KAYIKÇ’Ali der ki, “En büyük ödül……Ödüller ödülü, duâ almaktır!..…Resûller resûlü, Muhammed resûl(*)……Livâsın altında, bir yer bulmak”tır!..----------------------------------------------- (*): sallallahü aleyhi ve sellem
- “Aneti’l vücûhî li’l hayy’l Kayyûm (Bütün yüzler, diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise gerçekten perişan olmuştur.” (Kur’ân-ı Kerîm; 20/Tâhâ Sûresi, âyet 111’den), “Yardım, ancak ve yalnız Allah’tandır.”, (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i İmrân Sûresi, âyet 126’dan), “Bana (hâlis kalb ile) duâ ediniz. Duânızı kabul ederim.” (Kur’ân-ı Kerîm; 40/Mü’min Sûresi, âyet 60), “…seher vaktinde istiğfâr ederler” (Kur’ân-ı Kerîm; 51/Zâriyat Sûresi, âyet 18’den)
- “Duâ ederken önce Allahü teâlâya hamd et, sonra bana salevât getir, sonra duâ et!”, “Mü’minin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır duâ kabul olur. Bir melek, ‘Allah, bu iyiliği sana da versin! Âmin’ der. Meleğin duâsı red edilmez.”, “Seher vaktinde ve nâmazlardan sonra yapılan duâ kabul olunur.”, “Birinize dert-belâ gelince, Yûnus Peygamberin duâsını okusun! Allahü teâlâ onu huhakkak kurtarır. Duâ şudur: (Lâ ilâhe illâ ente sübhâne-ke innî küntü minezzâlimîn)”, “Ümmetimin, günâh işlemeyen gençlerinin duâları kabul olur”, “Beş vakit farz nâmazdon sonra yapılan duâ kabul olur.”, “Kendi nefsin için neyi seversen, herkes için de onu sev, (kâmil bir) Müslüman olursun.”, “Çalışmadan duâ eden, silâhsız harbe giden gibidir.”, “Bir kimse, kendisi için veya başkası için yetmiş bin adet Kelime-i tevhîd okursa, günâhlarnı af olur.”
S |