“O GÜN”DE SÖYLE,  “BEN KİTAP OKUMAM!..” DE « Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberler

Kızılırmak Deltası’nda Bahar Güzelliği

EĞİTİM, FOTO GALERİ, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, SİYASET

Atakum’da zafer coşkusu

EĞİTİM, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, MAGAZİN, SİYASET

  “O GÜN”DE SÖYLE,  “BEN KİTAP OKUMAM!..” DE

DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI

                 “O GÜN”DE SÖYLE,  “BEN KİTAP OKUMAM!..” DE

*    “Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla.  Oku!.. O, keremine nihayet olmayan Rabbindir; kalem ile yazı yazmayı öğreten de O’dur. O, insana bilmediği şeyleri öğretti. Sakın okumazlık etme; çünkü insan, kendini nasîhate ihtiyacı yokmuş görmekle muhakkak azgınlık eder!..”  (Kur’ân-ı Kerîm;  Alak Sûresi, âyet 1-7’den)            

*     “Ve külle insânin… kitâben yelkaâhü menşurâ. İkre! Kitabek!.. (Her insanın amelini boynuna doladık. Kıyâmet günü, amellerinin yazıldığı sayfaları çıkaracağız ki onu açılmış olarak bulacak. Ona: ‘Oku kitabını, hesap görücü olarak bugün sana nefsin yeter!’ denilecek.”  (Kur’ân-ı Kerîm; İsrâ Sûresi, âyet 13-14) 

    *    “Bazı şiirler, elbette apaçık bir hikmettir…”, “Hikmetli söz müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa, hemen alır.”,  “Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır…”,  “Şâir Hassan’ın sözleri, düşmana ok yarasından daha tesirlidir…”,  “Şiir, bir söz ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir…”  (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi vesellem”)                                       *      “Bilgilerin doğru olması kâfi değil. Esas olan yazarıdır. Yazarının rûhâniyyeti satırların arasında dolaşır. Yazan ihlâslı birisi ise, okuyan istifâde eder. İhlâslı değilse, fâsıksa, habîs rûhu kitâba aks eder. Okuyan zarar görür de haberi bile olmaz. İşte,  Müslümanlar böyle kitâpları okuyunca kalblerinde bir kararma meydana gelir. Kitâbı yazan, yazdığından daha mühimdir. Temiz su, temiz borudan geçerse temiz olur. Temiz su, pis borudan geçerse temiz  olur mu?.. Pis borudan akan sudan şifâ olmaz.”  (Hüseyin Hilmi Işık “rahmetullahi aleyh”)                                                                                                                     *      “Bir saat kitap okumak, yarım saat sohbet etmek gibidir.”   (Enver Ören-Sohbetler; c. 1, s. 433, 461)

 

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..          

Bilindiği üzere;  kısa adı “İHA” olan “İhlâs Haber Ajansı” tarafından geçilen ve “Türkiye Gazetesi”nin 24 Kasım 2017 günlü nüshası 14’üncü sayfasında yer alan bir haberde aynen şöyle denilmekte idi: Okuma Araştırması: TV’YE 6 SAAT, KİTABA 1 DAKİKA

Yapılan araştırmalara göre; Türkiye, dünya sıralamasında en fazla kitap okuyan ülkeler arasında son sıralarda. Ülkemiz insanı, kitap okumaya günde 1 dakika ayırırken, günlük 6 saat televizyon seyrediyor. İngiltere ve Fransa’da insanların yüzde 21’i, Japonya’nın yüzde 14’ü, İspanya’nın yüzde 9’u düzenli kitap okurken, Türkiye’de yalnızca on binde 1 kişi düzenli kitap okuyor.

Rakamları değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Elçin Gölbaşı ‘Çocuklar ne kadar erken yaşta kitap okumaya başlarsa, alışkanlık kazanmaları o kadar kolay olur. Fakat çocuklara kitap hediye edilmesi sıralamasında bile Türkiye 180 ülke gerisinde 140’ıncı sırada yer alıyor. Türkiye’de kişi başı TV izlemeye ortalama 6 saat, internete bağlanmaya ise 3 saat ayırıyoruz. Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap, 235’inci sırada yer alıyor’ diye konuştu.”

Kendisine “hediye bir kitap” verildiğinde, “Ben kitap okumam!” diyen bir kısım vatandaşımızı gördükçe ve onların bu “ipe sapa gelmez” sözlü davranışlarına şahit oldukça, (hani derler ya) âdeta küçük dilimizi yutacak kadar şaşırıyor ve milletlerarası sıralamada (kitap okuma bakımından) 80. sıralarda boşuna yer almadığımızın kaygusunu yaşıyoruz…

Ne demek “Ben kitap okumam!..”

Boşuna dememişler: “İnsan kitap okur!..” Diğer bir söyleyişle, “İnsan olan kitap okur!..”

Geçenlerde, yüce kitâbımız Kur’ân-ı Kerîm’in meâl ve tefsîrinden “İsrâ Sûresi”ni okurken orada, Cenâb-ı Allah’ın “İkrâ Kitâbek!.. (Oku kitâbını!…)” emrine muhatap olunca da bu gibi kimselerin “Ben kitap okumam!” sözünü, Kıyâmet gününde acaba hâtırlarına getirecekler mi? diye düşünmeden edemedik. Bunun neticesi olarak da aşağıdaki mısraları kaleme aldık. Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz… Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

= = = * = = =

“O Gün”de söyle artık, “Ben kitap okumam!” de;

“Bana TeVe yetiyor, cep telefonum kâfi;

Gazeteye-dergiye, vakit ayıramam!” de…

“Benim kalbim temiz!” de, “Temizlerin en safı!..”

“Zamanımı veremem, gözümü yoramam!” de…

 

“O Gün”de söyle artık, “Kitap okumam ben!” de;

Yazılmış kitabın bak, öyle durur ensende;

Başka çâre yok artık, eriyip tükensen de…

“Benim kalbim temiz!” de, “Temizlerin en safı!..”

“Tövbe”siz gidenler bak, yanarlar Cehennem’de…

 

“O Gün”de söyle artık, “Ben okumam hiç kitap!”;

Rabbim cevap bekliyor, O’na sökmez bu hitap;

“Mîzân”lar kurulmadan, yok kimseye âfitâp…

“Benim kalbim temiz!” de, “Temizlerin en safı!..”

Ter boğaza çıkınca, dizler düşer hep bîtâb…

 

“O Gün”de söyle artık, “Ben okumam!” de de gör;

“Zebânîler” gelmeden, yerler-gökler titriyor;

“Oku!” diyen bildin mi, bunu Yaratan diyor…

“Benim kalbim temiz!” de, “Temizlerin en safı!..”

Hiç “okula gitmemiş”, sanki “bülbül” kesiyor…

 

KAYIKÇI der “Yazdıran, kimdir onca yazıyı;

Defterler ‘kitap’ oldu, görmedin o çiziyi;

‘Günâhlar’ forma-forma, duymadın o sızıyı…

“Benim kalbim temiz!” de, “Temizlerin en safı!..”

“Mavi bayrak” çekmeli, ‘Cennet’ misâlli kıyı…