“MOSKOF-AFGAN HARBİ”NDEN, “BİR DERS” ALMALIYDINIZ!.. (“Malümlara” taşlama, mısra-mısra haşlama):ALİ KAYIKÇI/DEREBAHÇELİ
- “Gaaziler meskenidir, bunda beyim gayr olmaz/Burda zulmeyleyenin, âkıbeti hayr olmaz!..”
(Kronolojik TARİH ANSİKLOPEDİSİ-Oğuz Çetinoğlu; Vatan Gazetesi Yay. İst. 2013, c. 3, sy. 2168)
aygıdeğer Okuyucularımız!..“Türkiye Yüzyılı”nın ümitvar ve gülen politik yüzü, basın-yayın dünyâsının ikbâl vaad eden genç köşe yazarı ve İletişim Uzmanı Sn. “Nur Tuğba Aktay” Bacımız, “Türkiye Gazetesi”nin 31 Temmuz 2025 günlü nüshası 4’ncü sayfasında neşredilen “Hem Katil Hem Yalancısın Netanyahu; Gazze’de Açlık Var” başlıklı oldukça dikkat çeken makâlesinde, “Gazze; kanla yazılmış bir yoklama kâğıdıdır insanlık için” demekte ve sonra da şöyle devam etmektedir: “Orada açlıktan ölen birçocuğun kemikleşmiş bedeniyle birlikte, aslında bizlerin sineleri, akılları, hatta vicdanları çürümeye terk edilmektedir. Çünkü bir çocuk yalnızca açlıktan ölmez; bazen dünya sessiz kaldığı için de ölür…İşte en büyük cinayet budur: Sessizlik. Zira zulüm, yalnızca zalimle değil, seyirciyle mümkündür. Gazze bir harita değildir. Bir şehir, bir kamp, bir kuşatma değildir sadece. Gazze, milletlerin kalbini ölçen bir terazidir. Gazze, devletlerin hakikat karşısında ne kadar susabildiğini gösteren bir sınavdır. Ve Gazze, insanların sadece açlıkla değil, merhametsizlikle nasıl yok edildiğini gösteren bir ibrettir…Uluslararası toplum dedikleri şey, tabansız bir saraydır: Görkemli ama çürük. Birleşmiş Milletler denilen yapı, adını yitirmiş, kelime anlamına küsmüş bir gölgeden ibarettir. ‘İnsan hakları’ kavramı, artık zenginin ve güçlünün sofrasındaki tuz kadar değersizdir. Oysa insanlık bir vakitler, her yetimin başını okşayan bir peygamberin ümmetiydi. Ümmet şimdi, aynı çocuğun açlıktan ölmesini diplomatik bir sorun olarak tanımlıyor. Kalbini diplomasiyle ikame eden hiçbir millet, Hakk katında meşru kalamaz. Zira millet, yalnızca sınırlarla çevrili toprak değildir. Millet, vicdanla çevrili idrak ve inanç bütünlüğüdür. Bir milletin ruhu öldü mü, o millete ne kalkınma, ne silâh, ne de servet çare olur. Bu yüzden bugünün meselesi sadece Gazze değil; bizim ruhumuzun ne hâlde olduğu meselesidir. Çünkü Gazze’de bir bebek, ağlayacak hâli kalmadığı için susuyorsa, biz burada ne kadar yüksek sesle konuşsak da, artık hiçbir şey söylemiş sayılmayız. Şimdi buradan soruyorum: Bir annenin açlıktan ölen çoçuğuna süt yerine dua okuduğu topraklarda susmak hangi ilme, hangi tasavvura, hangi akla sığar?Evladının cansız bedenini karton kutuya koyan bir babanın sessizliği, bizim tüm nutuklarımızdan daha güçlü değil mi?Ve hâlâ bu zulmü izleyip sonra huzurla uyuyabilen bir kalp, gerçekten atıyor mudur?Türkiye’ye düşen vazife, bu çağın vicdanı olmaktır. Bu milletin kaderi, yalnızca kendi sınırlarını değil, bütün mazlumları koruma mesuliyetidir. Zira bu topraklar, sadece cihan devleti kurmakla değil; yetimin başını okşayan devlet olmakla da mükelleftir. Küfrün değil, zulmün karşısında saf tutmak, bu milletin asırlardır taşıdığı bir haysiyet borcudur… Gazze’ye kör olan bir göz, artık hakikati göremez. Gazze’ye sağır olan bir kulak, artık duanın sesiyle uyanamaz. Ve Gazze’ye karşı hissiz kalan bir kalp, çoktan ölmüştür de haberi yoktur!..Biz bu çağın suskunu olmayacağız!..Biz, yalnızca acıyı dile getirmeyeceğiz; aynı zamanda bu düzeni değiştirecek olan fikri, hukuku, diplomatik iradeyi de inşa edeceğiz!..Kuru sloganlara, hamasi tepkilere sığınmadan; plânla, vizyonla, sabırla ve dirençle yürüyeceğiz!..Zira artık mesele sadece bir insanlık krizi değil, bir medeniyet sınavadır…Unutmayalım: Gazze, çaresizliğin değil, direnişin adıdır. O hâlde bizim görevimiz, o direnişe omuz vermek, sesi olmak, geleceğini kurmaktır. Bu çağın utancını değil, direncini taşıyanlardan olacağız!..” aygıdeğer Okuyucularımız!..Bu yerinde ve “hassas bir anne kalbi”nin rikkat ve sevgisi ve de idrakiyle söylenmiş cümlelerine, “Üstâd Gazeteci ve Yazar Rahim Er” Ağabeyimizin aynı mevzuda iki gün sonra dile getirmiş bulunduğu şu sarsıcı ifadelerini de eklemek istiyoruz: “Zafer Gazze’nindir!..” Devam ediyor Üstâd: “…Gazze Müslümanları, tarihin hiçbir döneminde yaşanmamış gaddar bir soykırım ve vahşi mezalime maruz kalmalarına, açlığa mahkûm edilmelerine rağmen 2 yıla yakındır aslanlar gibi mücadele etmekteler…Zafer, Filistin’indir, Gazze’nindir, imanındır, duanındır, adaletindir. Evet; bu mücadeleye 100 bin şehit, 100 bin yaralı verdik fakat belki de 1 milyon gayrimüslim, Müslüman oldu…Gazze cellâdı Netanyahu, ABD’yi uçuruma doğru sürüklüyor. Bu İstiklâl Mücadelesi, Kuvayı Milliye Hareketi, değil 2 yıl, 20 yıl da sürse Gazze, Filistin, aşk ve iman sahipleri mağlup edilemeyecektir. Sovyetler ve Kızılordu’dan ders alınmalıydı. Bu görülmemiş zulüm, böyle devam ederse ABD, SSCB’nin akıbetine uğrar, İsrail çöker… İstense de istenmese de haritalar değişecek!..” aygıdeğer Okuyucularımız!..Biz de aynısını diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla… = = = ( - 1 - ) = = = Git “..79”a bak, “ibret” ile “nazar” kıl; “Lider”sen “adâlet” yap, ‘sulh’ ve ‘barış’ “pazar” kıl; “Osmanlı”yı incele, ‘Hakk nizâm’a “hazar” kıl; “Ey ‘ABD’ devlet ol, yahut yeksân ol/yıkıl!..” Git “..79”a bak, “Moskof-Afgan Harbi” var; “3-5 gün, hafta” dendi, “9-10 yıl”a uzar; “Kızılordu: Şaşkoloz”, “Afganya” oldu mezar!..“Osmanlı”yı incele, ‘Hakk nizâm’a “hazar” kıl; “Ey ‘ABD’ devlet ol, varsa “Trump’ta akıl!..” Git “..79”a bak, nice “Karmal”lar gitti; “Dâvut Han”-“Tarakî”ler, nice “Necib”ler bitti; “..89 Şubat”ı, “Moskof Kabil” terketti!..“Osmanlı”yı incele, ‘Hakk nizâm’a “hazar” kıl; “Ey ‘ABD’ devlet ol, varsa “Kongre’de akıl!..” “Ey ‘ABD’ devlet ol, ‘Netanyah’ı silkele…… ‘Vetocu bir baş’ isen, ‘kendine’ bir gel hele…… ‘Tel Aviv’ kanlı zorba’, iktidarı hergele!..”“Osmanlı”yı incele, ‘Hakk nizâm’a “hazar” kıl; “Ey ‘ABD’ devlet ol, ‘B. Saray’da bir akıl!..” = = = ( - 2 - ) = = =“Gazze: Kanla yazılmış, bir yoklama kâğıdı”; “Gözlerin” var, “kulak” tam; duymuyorsun “ağıdı”;Bu “açlık ve sessizlik”, “terörizmin bağıtı!..”“Gazze: Kalb terazisi, ülkelerin sınavı”;“Tel Aviv” ve “Washington”, “İblis’in büyük avı!..” “BM” var ya şu “BM”, “tabansız bir saray”dır; “Filistin vahşeti” bak, sürmektedir “kaç ay”dır; “Üç Maymun”a oynamak, “çok basittir/kolay”dır!..“Gazze: Kalb terazisi, ülkelerin sınavı”;“Tel Aviv” ve “Washington”, “İblis’in büyük avı!..” Şu “açlıktan ölümler”, “diplomatik sorun”muş;“Su” yok, “ekmek” yok iken; “obezlik gâvurun”muş; “Yardımlar” gitmiyorsa, tek sebep var “kur”unmuş!..“Gazze: Kalb terazisi, ülkelerin sınavı”;“Tel Aviv” ve “Washington”, “İblis’in büyük avı!..” “Gazze’ye kör olan göz, hakîkatı göremez”;“Aynada insan ara”, “5’li: Allah var” demez; “Rabbini tanımayan”, “âdil karar” veremez!..“Gazze: Kalb terazisi, ülkelerin sınavı”;“Tel Aviv” ve “Washington”, “İblis’in büyük avı!..” KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Gazze’ye hissiz isen…… ‘Sen yaşayan ölüsün’, soyadını bin desen……Fikren Siyon dölüsün, sana gerekmez kefen!..“Gazze: Kalb terazisi, ülkelerin sınavı”;“Tel Aviv” ve “Washington”, “İblis’in büyük avı!..”