Hipertansiyona Dikkat
Hastalıklardan korunmada sağlıklı yaşamın rolü büyük. Peki ya bir hastalığı olanlar
için? Sağlıklı yaşamın tüm kuralları, herhangi bir hastalığı olanlar için de es
geçilmemeli. Kalp ve damar hastalığınız varsa, beslenmeden spora kadar sağlıklı
yaşamın her kriterine dikkat etmelisiniz. Hele ki hipertansiyonunuz varsa… Maalesef
hipertansiyonu olan pek çok kişi, sağlıklı yaşamı benimsemek bir yana, kendi
doğrularına ya da kulaktan dolma bilgilere inanıyor. Bu da pek çok kötü sonucu
doğuruyor. Medicana Samsun Hastanesi Kardiyoloji Bölümünden Uzm. Dr. Ferruh
Gürkaynak;Hipertansiyon konusunda bilgi verdi;
HİPERTANSİYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Genelde belirti vermeyen ve gizli seyreden hipertansiyon tehlikeli bir
hastalıktır. Ama yine de hastaların bazı şikayetleri vardır ve göz ardı
edilmemesi gerekir. Baş ağrısı, burun kanaması, kulak çınlaması,
ayaklarda şişlik, çarpıntı, baş dönmesi, bulanık görme gibi belirtiler olabilir.
Yine de sinsi seyreden bir hastalık olduğu için kendini sağlıklı hisseden
kişilerin de tansiyonu ölçtürmesinde fayda vardır.
HİPERTANSİYONUN VÜCUDA ZARARLARI NELERDİR?
Kontrol edilemeyen kan basıncı vücuda zaman içinde çok zarar verir. Bu
yıllar sürebilir. Sinsi olduğu için vücudu içten içe eritir. Damar tıkanıklığına
yol açarak kalp, beyin, böbrek gibi hayati organlarda bir çok hastalık
ortaya çıkarır. Hastayı felç edebilir.
Kan basıncı artınca kalbe düşen yük artar. İlk başlarda kalp buna
dayanabilir ama sonra yükü kaldıramaz hale gelir. Bunu önlemek için kalp
bir cevap oluşturur. Kalp kası büyümeye başlar ve kalp kasının miktarı
artar. Bu kalbin artmış kan basıncına cevabıdır. Fakat bu durum daha da
zararlıdır. Kalbin zamanla kasılması ve gevşemesi bozulur ve düzensizleşir.
Kanı pompalamakta zorlanır. Sonuçta kalp yetmezliği ortaya çıkar ve diğer
organlarda da bu yetmezlik görülebilir.
Böyle uzun süreli tepkilerin yanında, ani tansiyon (basınç) artışı sonucu
beyin kanaması ve damar yırtılmaları ortaya çıkabilir. Hasta felç geçirir ya
da ölür.
HİPERTANSİYON TEDAVİSİ
Hipertansiyon tedavisinde amaç kan basıncı nı 140/90 mm hg altına
düşürmektir. Eğer hastada şeker hastalığı, böbrek yetersizliği ve organ
hasarı var ise kan basıncının daha düşük olması hedeflenir. Hipertansiyon
tedavisinin temelinde yaşam tarzı değişiklikleri yatar. Aynı zamanda
hipertansiyon tedavisinin önemli bir bölümünü ilaç tedavisi oluşturur.
Hipertansiyon tedavisi sırasında yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli egzersiz,
kilo kontrolü, tuz alımının kısıtlanması çok önemlidir. Tüm tedavilere
dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına işlem
yapılarak kan basıncı kontrol altına alınabilir. İnme, kalp krizi, böbrek
yetmezliği gibi hipertansiyonun yarattığı ciddi durumlardan korunmak için
erken tanı çok önemlidir. Erken tanı koyulan ve kontrol altına alınan
hipertansiyon yaşam kalitesini etkilemez.
Diğer tüm tedaviler gibi hipertansiyon tedavisi de kişiye özel olmalıdır.
Hipertansiyon tedavisinde kullanılan tansiyon ilaçlarının bağımlılık yaptığı
ya da zararlı olduğunu düşünmek, sürekli ve uzun dönem ilaç kullanmanın
getirdiği yan etkilere dayanarak bundan kaçınmak doğru değildir.
Günümüzde kullanılan ilaçlar, tansiyonu düzenlerken, kalp-damar sistemini
korur ve böbreklerin bozulmasını da engeller. İlaç tedavisinde, sadece
tansiyonun kontrol altına alınması değil, diğer organların da korunması
amaçlanmaktadır. Tedaviye uyum çok önemli olmakla birlikte hastaya
uygun ilaç seçimi de çok önemlidir. Ayrıca hastanın tam kontrolü
sağlandıktan ve tansiyonu düzenlendikten sonra ilaçların bırakılabileceği
de unutulmamalıdır.
Hipertansiyon konusunda doğru bilinen yanlışlar
Tansiyon yükselmesine limon suyu iyi gelir diyerek, ilacını aksatarak kendini
limona adamak yanlıştır.
Günümüzde birçok kesim sadece ülkemizde değil aynı zamanda tüm dünyada da
tansiyon yükselmeleri durumunda limon veya greyfurt suyu içiyor. Yapılan birçok
çalışmada bu meyve sularının direkt olarak tansiyon düşürücü etkileri kesin olarak
gösterilmemekle birlikte bu meyve sularının kullanımının bazı tansiyon ilaçlarının
etkinliğini artırdığı gösterilmiştir. Bu grup tansiyon ilaçları dihidropiridin grubu tansiyon
ilaçlarıdır ve bunlar ile birlikte bu meyve sularının kullanımı tansiyon düşürücü
etkinliği potansiyalize etmektedir. Ancak hiçbir büyük ve detaylı çalışma yoktur ki,
limon veya greyfurt suyunun tedavi edici etkinliğini göstermiş olsun. Bu nedenle bu
meyve sularının kullanımının sakıncası olmamakla birlikte, bunun bir ilaç gibi
görülmemesi gerektiği tansiyon hastalarının dikkat etmesi gereken bir konudur.
Tansiyonum yıllardır yüksek, ama ben hiçbir şey hissetmiyorum, demek ki
benim vücudum alışık, tansiyon bana bir şey yapmaz!
Bir kişinin tansiyonunun yüksek olmasına rağmen hiçbir şikayetinin olmaması iyi bir
durum değildir. Genellikle o kişinin yıllardır damarlarının yüksek basınca maruz
kalması neticesi, vasküler damar lif patojenitesinin arttığı, kalsifikasyonun arttığı ve
dolaşımda laminer akımın bozularak türbülans akımın arttığı manasına gelir ki; bu ise
vasküler komplikasyonların yakın olduğunun habercisidir. Oysa ki sağlıklı ve normal
dolaşıma sahip bir damar yapısında en ufak bir yüksek tansiyon bile baş ağrısı,
dolgunluk, sersemlik hissi, baş dönmesi, bulantı ve çabuk yorulma gibi semptomlara
neden olacaktır ve bu şikayetlerle yüksek tansiyonun hissedilebilir olması ve tedbir
alınması daha doğrudur.
Benim tansiyonum yıllardan beri yüksek ama benim vücudum buna alışık,
hiçbir şikayet hissetmiyorum, vücudum çok sağlam!