“HAYÂT BİR İMTİHÂN”, AZ YA ÇOK YAŞA!.. « Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberler

Kızılırmak Deltası’nda Bahar Güzelliği

EĞİTİM, FOTO GALERİ, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, SİYASET

Atakum’da zafer coşkusu

EĞİTİM, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, MAGAZİN, SİYASET

     “HAYÂT BİR İMTİHÂN”, AZ YA ÇOK YAŞA!..

DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI

                        “Elazığ-Malatya Depremi” Üstüne Bâzı “Mistik Düşünceler”:

                             “HAYÂT BİR İMTİHÂN”, AZ YA ÇOK YAŞA!..

*    “Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla;  Oku!.. O, keremine nihayet olmayan Rabbindir; kalem ile yazı yazmayı öğreten de O’dur. O, insana bilmediği şeyleri öğretti. Sakın okumazlık etme; çünkü insan, kendini nasîhate ihtiyacı yokmuş görmekle muhakkak azgınlık eder!..”  (Kur’ân-ı Kerîm;  Alak Sûresi, âyet 1-7’den)                                                     

*   “Bazı şiirler, elbette apaçık bir hikmettir…”, “Hikmetli söz müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa,  hemen alır.”,  “Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır…”,  “Şâir Hassan’ın sözleri, düşmana ok yarasından daha tesirlidir…”,  “Şiir, bir söz ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir…” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi vesellem”)         

* “Hz. Âişe vâlidemiz, bütün İslâm ilimlerine vâkıf, müctehide, edîbe, zühd ve verâ sahibiydi. Her bir hâdise üzerine hemen bir şiir söylerdi.” (Prof. Dr. Ramazan Ayvallı-Türkiye Gazetesi; 21.01.2020, s. 15)

* “Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir… Mutlak hakikat Allah’tır…” , Şiir, Allah’ı sır ve güzellik yolundan arama işidir… Şiir, türlü tecelli yoluyla Allah’tan gelir; ve bütün bu perdeleri devirerek Allah’a yol açmaya doğru gider…” , “Şâir odur ki; renk, çizgi, ses, ahenk, hacim, pırıltı, ışık, buud, hareket, eda, mânâ, her tecelliyi şiir, şiiri de Allah için bilir…” (Necip Fâzıl Kısakürek; Çile, s. 344, 372

 *  Şiir, nesirden bambaşka bir hüviyettedir. Şiir duygusunu lisan hâline getirinceye kadar yoğurmak, onu çok toplu bir madde hâline sokmak, o kadar ki, mısra güyâ hissin ta kendisi imiş gibi okuyucuya samîmî bir vehim vermek”tir.  (Yahya Kemâl Beyatlı; Üsküp, 1884-İstanbul, 1958)                                                                                       

 *  “Kimi zaman ciltler dolusu kitabın yapamadığını bir şiir yapar.” (Namık Kemâl Zeybek-Eski Kültür Bakanı)

*  “Allah, şiiri hak yolunda kullananlardan râzı olsun!..” (Prof. Dr. Cevat Akşit-Millî Gazete; 27.04.2017, sy. 9)

 *“Şiir; bir yürek törpüsüdür, kazır ve kanatır şâirin yüreğini. Oradan başka yüreklere akar. Şiirde; her kelime önce beyinde damıtılır, yürekte demlenir, rûhta mayalanır ve mısralarda dirilir.” (Yavuz Bahadıroğlu-Yeni Akit Gazetesi; 14.12.2019, s. 7)

    “Türk; şiirle düşünür, şiirle konuşur. Biz Târihimizi şiirle yazmışızdır. Meselâ, yemek anlatmışlar şiirle. Ahmed Yesevî bize, dînimizi şiirle anlattı. O’nun öğrencileri Anadolu’ya geldiler. Yûnus Emre’ler, Hâcı Bektaşî Velî’ler, Hâcı Bayram’lar… şiirle anlattılar. Ahmed Yesevî Hazretleri, bir tekke şeyhidir. Türkler; tekkeden, tasavvuftan, gönülden ve şiirden Müslüman olmuşlardır. Daha sonra ilmî kimliğini ön plâna çıkaran büyük insanlarımız, bilim insanlarımız da şiir yazmışlardır.”  (Prof. Dr. Dursun Ali Tökel-Yeni Akit Gazetesi; 09.12.2019, s. 6)

 

  S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

  Bilindiği üzere, 24 Ocak Cuma günü akşamı “Elazığ-Malatya”da yaşanan 6,8’lik deprem; aramızdan onlarca can almış, yüzlerce yaralı geride bırakmış ve ayrıca da milyonlarca liralık mal kaybına yol açmıştır.

Canlı yayınlarla da bütün dünyâya duyurulan bu felâket, hepimizin yüreğini dağlamış ve pek çok insan ile birlikte nice anne ve babalar da ağlamış, hüzün gözyaşları dökmüştür…

Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz… Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

= = = ( 1 ) = = =     

Malın-mülkün-paran, onca akraba;

Makam-mevki-şöhret, özel araba;

“30 saniye”yle, koptu arada!..

“Nefsi… Nefsi…” dersin,  tavanlar çökmüş;

“Sağ kalan” ağlaşır, gözyaşı dökmüş!..

 

Malın-mülkün-paran, işe yaramaz;

Cerrah olsan yaran, artık saramaz;

“Sosyal Medya” gayrı, seni aramaz!..

“Nefsi… Nefsi…” dersin,  tavanlar çökmüş;

“Sağ kalan” ağlaşır, gözyaşı dökmüş!..

 

Malın-mülkün-paran,  varken yok şimdi;

Garip-mahzun-yoksul, anla ki kimdi;

O öfke-hasetlik, bir ânda dindi!..

“Nefsi… Nefsi…” dersin,  tavanlar çökmüş;

“Sağ kalan” ağlaşır, gözyaşı dökmüş!..

 

Malın-mülkün-paran,  bir ânda sıfır;

O “30 saniye”, sanki bir asır;

Seni senden aldı, çöktün münhasır!..

“Nefsi… Nefsi…” dersin,  tavanlar çökmüş;

“Sağ kalan” ağlaşır, gözyaşı dökmüş!..

                 = = = ( 2 ) = = =  

“Sâlih amel” var ya, “bâkî kalan” o;

Nere gitsen senle, “peşte gelen” o;

“Dostlar” üzülürken, “ebed gülen” o!..

“Hayât bir imtihân”, az ya çok yaşa;

“Ölüm” var ya “ölüm”, gelecek başa!..

 

Her bir “varlığın” var, önce hesabı;

“Zekât Malları”nın, ince nisâbı;

Kimin peşinde, bakkal-kasabı!..

 “Hayât bir imtihân”, az ya çok yaşa;

“Ölüm” var ya “ölüm”, gelecek başa!..

 

Her bir “iyiliğin”, “zerresi” yitmez;

“Hafazalar” yazar, kovsan da gitmez;

Aklı olan canlı-cansız incitmez!..

“Hayât bir imtihân”, az ya çok yaşa;

“Ölüm” var ya “ölüm”, gelecek başa!..

 

KAYIKÇ’Ali der ki, “kalbler” sallandı;

“AFAD”dı, “İHH”ydı; daha ballandı;

“KIZILAY” ânında, ora yollandı!..

“Hayât bir imtihân”, az ya çok yaşa;

“Geçmiş olsun Kürt’e, Türkmen kardaşa!..”