HAMSİYE BİR BAŞKA “TÜRKÜ” DEREBAHÇELİ ALİ KAYIKÇI (“Âşık Veysel”e: Benim de sâdık yârim, mercan gözlü hamsidir) aygıdeğer Okuyucularımız!..Gerek yazılı ve gerekse de görülü basın-yayın organlarında bir “
Anayasa Referandumu” toz-dumanından geçilmezken, bundan tam 25 yıl önce “
Samsun Gazeteciler Cemiyeti”nin ilk kitap neşriyatı olan
“Samsunlu Halk Şâirleri” adlı eserimizde yayınlanan “
Hamsiye Bir Başka Türkü” adlı şiirimize götürmek ve “
Biz Karadenizlilerin âdeta sevdalandığı hamsi” hakkındaki birkaç güzel tespite daha Sizleri kavuşturmak istiyoruz:“
Trabzon Valiliği” tarafından hazırlanan, uluslararası şöhret “
Fotoğraf Sanatçısı Süleyman İskender” tarafından resimlendirilen “
Trabzon-2003” isimli dev albümün 367-376’ncı sayfaları, tamamen “
Trabzon ve Hamsi”ye ayrılmış.“
Baba Salim” (Öğütçen) tarafından yazılıp okunan “
Hamsinâme” isimli bir “
Türkü”nün ilk üç dörtlüğü, “
Balık Hali” girişine yaptırılan büyük bir levha üzerinde âdeta kitâbeleştirilmiş. Burada şu satırları okuyoruz:
“Bugün görünmedin, ne derde kaldın?Bizleri hasretle yaktın, ey hamsi!... Ne oldun, ne derin sulara daldın?Hangi deryalara aktın, ey hamsi?.. Pilavın, böreğin, çorban pek hoştur; Seni görmeyeli, millet mayhoştur; Gel yetiş imdâda, küpler hep boştur;Geçmek üzeredir, vaktin ey hamsi!... Toplansa güzeller, hep bir araya; Senden başkaları vurur karaya; Sen niçin girmedin müsabakaya?Bütün güzellerden kıvraktın hamsi!..” “
Baba Salim” (Öğütçen) usta,
“Mübârek Hamsi” başlıklı bir şiirine de;
“Tuzladılar, ızgaraya dizdiler/Çatlattılar seni nazardan hamsi; Beğenmeyenler de işi sezdiler/Kapakap ettiler pazardan hamsi!.. Bilenler bahtiyar senin özünü/En kibar tabaka yapar sözünü; Haçan ki kayıkta gördüm yüzünü/Sandım babam çıktı mezardan hamsi!..” Şeklinde başlattığı 11 kıtalık
“destan”ını, şu güzel ifadelerle tamamlamaktadır:
“Ey Baba, hamsiye yazdın bir destan/Aferin aldın, düşmandan-dosttan; Bir pileki hamsi, üç-beş de bostan/Kurtarır bin kişi, zarardan hamsi!..” Efendim; bu “
güzellemeleri” ve yer aldığı albümü şunun için hâtırlayıverdik:Bu sene de “
mübârek hamsi”; bekledi-bekledi ve Ocak ve Şubat aylarında yaşanan kuvvetli kar yağışı ve soğukların ardından, “
Kulağına kar suyu kaçmış” olarak öylesine bir görünsün ve de her gece yüzlerce ton miktarı ile ağ çekenleri de güldürdüğü gibi, fakir-fukara sofraları yanında bey-paşa konaklarına da bir güzel misafir olsun istiyoruz, sonrasında da “
keyfe, değmeyin gitsin!” diyoruz…Ve tabii ki bütün bu durumlar bize (yukarıda da belirttiğimiz gibi); çeyrek asır önce kaleme aldığımız “
Türkü”müzü de hâtırlattı: (
Samsunlu Halk Şâirleri-Ali Kayıkçı; Samsun Gazeteciler Cemiyeti Yy, Samsun 1991, s. 293-294) Onu da
Siz Saygıdeğer Okuyucularımız ile, özellikle de bu “
Hamsili günlerde” paylaşmak istedik. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
- * - * - * - * - * - Mevlâ’m Lâz’ı yarattı, Lâzlar için hamsiyi;Ha boyle menşur oldi, söyleun ya hangisi?..Yali yali gelıyı, dalga-dalga kendisi…Hamsi kana erişti, kemençeler çalişti; Hamsi vurdi karaya, Turabozan karişti… (Hamsi vurdi karaya, hep Giresun karişti…) Haydeun ha uşaklar, tenekeleri vurun;Dört ikân beş olsunler, omuzlara savurun; Tavası, izgarası, turşusini da kurun!..Hamsi kana erişti, kemençeler çalişti; Hamsi vurdi karaya, Turabozan karişti… (Hamsi vurdi karaya, hep Giresun karişti…) E kız Aişe, Fatma; komşi hamsi pişirdi; Açti da pencereyi, sokaklara taşirdi; Rize, Tonya, Akçebat; hep hamsilan yaşardi…Hamsi kana erişti, kemençeler çalişti; Hamsi vurdi karaya, Turabozan karişti… (Hamsi vurdi karaya, hep Giresun karişti…) Alamanın milleti, hamsi nedır bilmeyi; Hamsi girer ruyâma, sevduceğım gelmeyi; Dedim ustabaşiya, bize hamsi almayi…Hamsi kana erişti, kemençeler çalişti; Hamsi vurdi karaya, Turabozan karişti… (Hamsi vurdi karaya, hep Giresun karişti…) Hamsiköy’un uşağı, bal ne imiş bilmedın; Ha bu yaban yerlerde, mideni guldurmedin; Âh KAYIKÇI-KAYIKÇI, yali boyu durmadın!..Hamsi kana erişti, kemençeler çalişti; Hamsi vurdi karaya, Turabozan karişti… (Hamsi vurdi karaya, hep Giresun karişti…)