“FONDAŞ” ÖDÜL BEKLİYOR!.. « Samsun Haber | Samsun Son Dakika Haberler

Kızılırmak Deltası’nda Bahar Güzelliği

EĞİTİM, FOTO GALERİ, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, SİYASET

Atakum’da zafer coşkusu

EĞİTİM, GÜNDEM, KÜLTÜR SANAT, MAGAZİN, SİYASET

           “FONDAŞ” ÖDÜL BEKLİYOR!..

DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI

                                                               “FONDAŞ” ÖDÜL BEKLİYOR!..

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

Bilindiği üzere; bir süre önce ülkemiz, “ABD” kaynaklı bir kuruluş tarafından, içimizdeki bâzı “yazılı ve görülü basın yayın” dediğimiz televizyon, internet ve gazetelerin yazar ve idarecilerinin “rüşvet” verilerek kendilerine “hizmet etmeleri”nin sağlandığı haberleri ile çalkalandı.

Malûmları olduğu gibi; eskiden “Besleme Basın”, “Yandaş Basın” derlerdi. Şimdi buna bir de “Fondaş Basın” ibaresi eklenmiş oldu.

Diyoruz ve bu son gelişmeyi de mısra-mısralar hâlinde şöylece bir dillendirelim istiyoruz.

Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

= = = (***) = = =

“Agop”a “pâye” verdin, “Ataç”çıyı yazdırdın;

“Fondaş” ödül bekliyor, “bana da yok mu?” diyor!

“Bâkiler: Bodrum Paşa”, “NFK”yı kızdırdın;

“Kukul Hocam” öfkeli, “Harbiye” didikliyor!..

 

“Uyanmak Zamanı”dır, bunu “horoz” söylüyor;

Şimdi onlar “Kesim”de, “civcivler” de tüyüyor;

“40 günlük” bir ömür var, kaçan “bir yaş” büyüyor;

“Fondaşlar” beslenmekte, “Hân-ı Yağma”dan yiyor!..

 

“Agop”a “pâye” verdin, “Nâzım”ları besledin;

“Akademisyen” dedin, “Doçent-Prof” süsledin;

“Kaçma FETÖ’cü” kaçma, “İP” diliyle sesledin;

“Pensi Adam” çok memnun, “teşekkürler” eyliyor!..

 

“Agop”a “pâye” verdin, “TDK”da makâmı;

“Ermeniler: As!..” dedi, yok ettin “Kaymakam”ı;

“Dil-Güneş Teorisi”, “b..k ettin fiyakamı”;

“İngilizce: Salgın” var, “medya”yı tetikliyor!..

 

“Agop”a “pâye” verdin, “Ataç”çılar yaz da yaz;

“Fondaş” ödül bekliyor, “bana da yok mu?” diyor;

“Dile kelime kattı”, “$/Dolar”lar arttı biraz;

KAYIKÇ’Ali “Hiciv”e, bir “Taşlama” ekliyor!..                                

“YUH OLSUN!.. YUHLAR OLSUN!.. BİNLERCE KEZ YAZIKLAR!..”

                       (“Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı”nı,

                                                                             bir “Şiir Dinletisi” Programı sebebiyle haşlama, mısra-mısra “Taşlama”):

 

 

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

Şu malûm “Korona Salgını” ve “HES Günleri” sebebiyle şehir merkezine oldukça seyrek gitmekte ve haftalık bâzı işlerimizi gördükten sonra da Belediye Halk Otobüslerinden biriyle evimize dönmekte olduğumuz bir günde, duraklara asılmış afişlerden birine gözümüz şöylece bir takıldı: “Büyükşehir Açık Sahne Yaz Etkinlikleri. Nazım Hikmet-Necip Fazıl AYNI GÖĞÜN YILDIZLARI Şiir Dinletisi 11 Ağustos Çarşamba 20.30 Çobanlı İskelesi/Atakum Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı”

“İstanbul”, “Ankara”, “İzmir Büyükşehir Belediyesi” yerine acaba ben yanlış mı okudum? Diye sonraki duraklarda âdeta dörtgöz kesildim. “Samsun Büyükşehir” yazıyordu. Acaba “Atakum” idi de üstüne bir başka afiş mi gelmişti? Diye tereddütler yaşayıp daha sonraki duraklarda bir daha bir daha bakındım. Maalesef afiş doğru idi ve “Samsun Büyükşehir Belediyesi” ile O’nun “Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı”nı gösteriyordu.

Birden aklımıza “HEM OKUDUM HEM DE YAZDIM/3 (Dil ve Millî Kültür Konulu Köşe Yazısı-Şiirler” adlı eserimiz ile “YAZDI-YAZDIM/3 (Edebî Eserlere Münekkit Gözüyle Cevaplar/Dergiler-Kitaplar)” ismini taşıyan kitabımız geldi. Sonra da bunlardaki bu isimler hakkındaki bâzı bilgileri tekrar okuma iştiyakı beynimize âdeta hücum etti. Diyoruz ve önce bu ikincisinden bir köşe yazımız, sonra da münhasıran bu afiş sebebiyle hissiyatımıza tercüman olan mısralarımızla Sizleri başbaşa bırakmak istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla:

“NÂZIM!.. NÂZIM!..” DİYEN GÂFİL, “HUBB-I FİLLÂH” DUYMADIN MI?..  

 

*  “Ey îmân edenler!  Sizden olmayanları dost edinmeyin! Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarından taşmakta. Sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür. İşte size âyetleri açıkça bildirdik, eğer akl ederseniz.”               (Kur’ân-ı Kerîm;  Âl-i İmrân Sûresi, âyet 118)

*   “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki, size ateş dokunur ve Allah’tan başka dostlarınız da yoktur, sonra kurtulamazsınız”  (K. Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 113)

*   “Güzel bir söz; kökü yerde sabit, dalları semâda olan güzel bir ağaç gibidir. Yemişlerini Rabbinin izniyle her zaman verir. Habîs (kötü) bir söz de yerinden sökülmüş, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer.”  (K. Kerîm; Tibyân Tefsîri-İbrahim Sûresi, âyet: 24-26’dan)

* “Habîs söz söylemek, habîs adamlara lâyıktır. Habîs adamlara, habîs kelâm yakışır.”  (K. Kerîm; Mevâkib Tefsîri; Nûr Sûresi, âyet: 26’dan)

“Allahü teâlâya Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz; hubb-ı fillâh ve buğd-ı fillâh yapmadıkça, hiç birisi kabul olmaz!”, “Amellerin, ibâdetlerin en kıymetlisi, hubb-ı fillâh ve buğd-ı fillâhtır!”, “Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; ‘Yalnız benim için ne yaptın?’ dedi. ‘Yâ Rabbî. Senin için namâz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim ve zikir yaptım’ cevabını verince; ‘Kıldığın namâzlar seni Cennet’e kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların seni Cehennem’den korur. Verdiğin zekâtlar, Kıyâmet günü sana gölgelik olur. Zikirlerin de o günün karanlığında sana ışık olur. Benim için ne yaptın?’ buyurdu. ‘Yâ Rabbî! Senin için olan şeyi bana bildir’ deyince, Allahü teâlâ; ‘Yâ Mûsâ! Sevdiklerimi sevdin mi ve düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?’ buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâ için olan en kıymetli şeyin Hubb-ı fillâh, buğd-ı fillâh olduğunu anladı.”  (Hazret-i Muhammed  “sallallahü aleyhi ve sellem”)

*   Hubb-ı Fillâh ve Buğd-ı Fillâh: Allahü teâlâ için sevmek ve Allahü teâlâ için düşmanlık etmek. (Sözlük)

*   “Söz ola kese savaşı, söz ola kestüre başı/Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ide bir söz. Kişi bile söz demini, dimeye sözün kemini/Bu cihân cehennemini, sekiz uçmağ ide bir söz.” (Yûnus Emre “r. aleyh”)

*   “İyilik yapmak iyidir. Fakat en tehlikelisi, kötülüğe alet olmaktır.” (Dr. Enver Ören “r. aleyh”; Sohbetler-14.11.1993)

*  “Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir…”, “ Mutlak hakikat Allah’tır.”, “…şiirin gâyesi, ilk dayanak ve çıkış noktası olarak din temeline muhtaçtır. Şâir, madde değil de mânâ hâlinde câmi kapılarının önünü dolduran Allah dilencilerinin en güzelidir.” (N. Fâzıl Kısakürek “r. aleyh”-Çile)

*  “Nazım Hikmet’in arkasında evrensel bir komünist blok var.” (Cahit Tanyol-Hece Dergisi, S. 97)

*   “Şâir, milletin göğsünde kalbi gibidir; şâiri olmayan bir millet, bir yığın topraktır.” (M. İkbal)

           

S

aygıdeğer Okuyucularımız!..

Bilindiği üzere; 7 Ağustos 2016 günü, İstanbul Yenikapı’da düzenlenen ve adına “Demokrasi ve Şehîdler Mitingi” denilen “asrın örnek toplantısı”ndaki dikkat çeken hususlardan biri de, önce “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”nun konuşmasının sonunu “Nâzım Hikmet”ten bir şiir ile noktalaması olurken bunun ardından kürsüye gelen “Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım”ın da aynı şahsın bir başka şiirine yer vermesi olmuştur.

Biz de iki gün sonra “Birini Anladım da Öbürün Anlayamam” başlığı altında yayınlanan köşe yazımızda bu hususa dikkat çekmiş ve (CHP’nin zihniyetini bildiğimiz içindir ki hani “Kılıçdaroğlu”nu anladık da, asıl adı “Nâzım Hikmet Ran” olan ve “Beni Stalin yarattı” diyecek kadar kızıllaşıp sapıtmış bir küfür ehli şahsı “Şehîdler Mitingi”nde anmak gafletinde bulunan “Başbakan”ı anlamakta doğrusu güçlük çekiyoruz…)  demiş ve sonrasında da şöyle devam etmiştik:

(“Binali Yıldırım” Beyin bir fikir ve edebiyat adamı olmayıp bir iş/icraat adamı olduğunu elbette ki biliyoruz… 

Ancak, emrinde onca danışman varken bunların arasında “Yavuz Bülent Bâkiler” gibi bir fikir ve edebiyat adamı/şâirin neden bulundurulmadığını da bir türlü anlayamıyor ve “FETÖ”cü örgüt mensuplarının askerî ve idarî birimlere sızması gibi, bâzı “sahte sosyalist/komünist” şahsiyetlerin de Başbakanlık Danışmanları arasına sızıp icra-i faaliyette olmalarından da endişe eyliyoruz…

Ve diyoruz ki:

 

Sen ey “Zât-ı Muhterem”, Sizi iyi anladık;

“Dün-bugün”ü ne imiş, çok “CHP” dinledik;

“İnancı” ne “îtikâd”, onca sene mimledik!..

Ve Sen dahi ey “Başkan”, “misyon”un bildim tamam;

“Biri”ni anladım da, “öbürün” anlayamam!..

 

“İttihat-Terakki”den, “İnönü”den mirassın;

“Eceruf” halkasından, aynı marka Midas’sın;

“Çatı”daki çatlağa, uzatılmış bir tas’sın!..

“6 Ok” pazarında, “Arşimetli” tek hamam;

 “Biri”ni anladım da, “öbürün” anlayamam!..

 

“Karaman”lı “Ak Parti”, “madde-mânâ fazıl”dır;

“Necip Fâzıl” yanında, “Nâzım Hikmet” rezil’dir;

KAYIKÇ’Ali “not” olsun, bu “Miting”e zeyil’dir:

“Şehîd” adı yanında, “Nâzım’ı anmak” aman;

“Biri”ni anladım da, “öbürün” anlayamam!..)