DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI BİTTİ-BİTER “PKK”, GİTTİ-GİDER “ABD” (Üç “Haşarat/Bâtıl”ı “Taşlama”, mısra-mısra haşlama): aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği ve görüldüğü üzere; “
ABD”, “Vietnam Bozgunu”nun ardından gelen “
Afganistan Hezimeti”ni de yaşamış olup sırada “
Orta Doğu Coğrafyası”ndan da elini-ayağını çekmesi ve kendi ülkesinde (rahmetli
Kadir Mısıroğlu Ağabeyin engin târihi tecrübe ve keşfi ile) “
Eyâletler Arası Savaş”la lâyığını bulması vardır.
O’na ve “
Siyon’a” maşalık yapan
“PKK/PYD” ve bilcümle bağlantı ve uzantılarının da “
musîbetten musîbete” ermeleri ve haketmiş oldukları “
elîm âkıbete” tez vakitte kavuşması vardır…Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = ( - 1 - ) = = =
Bitti-biter “PKK”, gitti-gider “ABD”;“Vietnam-Afganya”, sırada var “Suriye!..”“Irak”tan da “sürülmek”, “kendisiyle harb” ede;Bu “Siyonist Şemsiye”, süremez biteviye; “Kuzey-Güney Savaşı”, birbirini darp ede!.. Bitti-biter “PKK”, “TC: Her gün nallıyor; “Bayık-Kalkan: Böyyük Baş”, “Karayılan: Havlıyor”;“Coni: Tır… Tır…” üstüne, yenilerle tavlıyor!..Gitti-gider “ABD”, “Maşaları: Hâviye”(*);“Tel-Avivli Monika”, “Clinton”lar avlıyor!.. “Kararlılık”, “Pençe”ler; “Yıldırım”lar, “Kapan”lar; “Hainler” var, “Satılmış”; “Haç’a biât”, “Tapanlar”;“Nusayrîler”, “Deistler”; “Hak Yol: İslâm”, “Sapanlar!..”Gitti-gider “ABD”, “Uşakları: Maviye……Hizmet etmek” istiyor, “Atina’yı Yapanlar!..” “Pençe: 1-2…” derken, “Pençe Kaplan”, “Yıldırım”;“Pençe Şimşek” sonunda, “Hakurk”larda ben varım; “Zap-Avaşin-Metina”, “Haftanin”i tararım!..Gitti-gider “ABD”, “Moskof” sanki “zaviye”;Hepsi “Nâmert-Sömürgen”, “Mert Düşmanlar” ararım!.. Bitti-biter “PKK”, “Esad” peşten devrilir; “SMO: Millî Ordu”dur, köşe-bucak sevilir; “Şam”da “birlik” sağlanır, ülke dostla çevrilir!..Gitti-gider “ABD”, hizmeti hep “dâvî”ye; Bölge erer sükûna, huzur-güven evrilir!.. KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, “Gitti-gider ABD”;“Hak-hukuk” ne bilmeyen, saygısız her mabede; “Asya”dan da gitmeli, “kendisiyle harb” ede!..Bitti-biter “PKK”, süremez biteviye; “Ermenistan” ve “Kürtler”, birbirini darp ede!..---------------------------------------------- (*): Hâviye: Cehennem’in yedinci tabakası. Burada inanmadıkları hâlde inanmışgörünenler yâni münâfıklar ile İslâm Dînini terk eden mürtedler azâb görecektir.
(Sözlük) = = = ( - 2 - ) = = =
ULA “CONİ GÂVURİ”; “CEVİZ”UN “40’I GEÇTİ!.. (“Kanlı Katiller”e “Hamsiköylü” ağzıyla Taşlama”, mısra-mısra haşlama; “TCG Muavenet şehîdlerimizi anma”): * “ Hükûmetin başı Süleyman Demirel-Erdal İnönü katliâma sessiz kalır, Millî Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, şehitlerin hesanını soramaz. TCG Muavenet DM-357)- ABD yapımı Allen M. Sumner sınıfı bir muhrip gemidir. 1942’de suya indirilir. ABD otuz yıl kullandıktan sonra bize bağışlar (1972). Sil baştan elden geçirilir, mayın döşeme kabiliyeti eklenir ve 1974 çıkarmasında Kıbrıs’a gönderilir. Evet, yaşlıdır ama sonarı ve radarı güçlüdür hâlâ, torpido taşır ayrıca. 2 Ekim
(*) 1992’de
ABD uçak gemisi Saratoga’dan atılan iki füze ile vurulur, âdeta imha!
Menfur saldırıda 22 çocuğumuz yaralanır, gemi komutanı Kurmay Yarbay Levent Kudret Güngör, Tgm. Alper Tunga Akan, Astsb. Serkan Aktepe, İkmalci Mustafa Kılıç ve Er Receap Atak şehit olurlar.‘Nasıl yani?’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Şöyle: Ege’de NATO plânlı tatbikatlarından ‘Display Determination 92’ icra edilmektedir. Her şey sanal âlemdedir, silâh kullanılmaz. Bir ekibin başında Amerikalı, diğerinin başında Hollandalı komutan vardır, karşılıklı hamle yapar, savuştururlar.2 Ekim Perşembe yorucu geçer ve bu safhayı da kapatırlar. Yarın Cuma, başka bir noktaya intikal edecek, yeni senaryolar üzerinde çalışılacaktır.Gemimiz Saroz Körfezi’de Türk kara sularındadır, en yakın ülke, yine bir NATO üyesi olan Yunanistan’dır. Herhangi bir taciz ve tehdit mümkün değildir civarda. Çocuklarımız yorgundur, birer ikişer kamaralarına çekiliyorlardır ki…Köprü üstünde korkunç bir gümbürtü kopar, kaptan köşkü toz duman, kan revan.Şaşkınlık geçmeden ikinci bir füze, harekât merkezinde patlar. Göz gözü görmez, alevler, kıvılcımlar, roketler çatapata döner âdeta. Neyse ki, bahriyelilerimiz talimlidir, bir yandan yangını söndürür, bir yandan yaralılara koşar, mühimmatı da suya atarlar bu arada. Allahü teâla korur, gemi berhava olabilirdi o kargaşada.Sükûnet sağlanınca iki ABD helikopteri gelir. Biri yaralıları alıp Saratoga’ya götürür, öbüründen inenler roket parçalarını toplamaya başlar, delil karatmaca. Ancak subaylarımız önlerine durur, bu fırsatı vermezler onlara.Demek gemi infilâk etse ‘cephane faciası’ deyip kapatacaklar kolayca. Sahi, füzeler kazaen fırlatılmış olabilir mi? Bu çay bardağı değil ki, kolun dokunsa. Velev ki dalgınlığına geldi, butona bastın, sistem 40 defa ‘Emin misin?’ diye sorar, amirlerin onayına sunar. Bir füzenin ateşlenebilmesi için kesin emir gerekir. Komut, beş ayrı subaydan geçtikten sonra komutan inisiyatif almalı ve ‘
Evet, vurun!..’ demelidir açıkça. Kaldı ki, tatbikatlarda füzeler kilitlenir, istese de sokamaz saldırı pozisyonuna.Muavenet’in ‘Kimliği belirsiz düşman yerine konması’ için uzun bir prosedür gerekir. IFF kimlik belirleme sistemi bulunurken bu imkânsızdır âdeta.
Lâfı eğip bükmeye gerek yok, bilerek plânlayarak (eskiler taammüden derlerdi) vururlar. Hem Sea Sparrow füzeleri, öyle ‘at unut’ cinsi değildir, yarı aktif radar güdümlüdür, ateşlendikten sonra yönlendirilir, hedefe varıncaya kadar. Üzerine zaman ayarlı tapa konması ise resmen ‘cinayettir’. Demek köprü üstündeki herkesi öldürmek için attılar.” (İrfan Özfatura-Türkiye Gazetesi; 02.10.2021, s. 2)--------------------------------------------------------- (*): 2 Ekim, aynı zamanda
‘İşgal Kuvvetleri’nin
1923 yılında
İstanbul’dan ayrılma günü yıldönümüdür. A. Ka.= = = (*** ) = = =
Ula “Coni Gâvuri”, “ceviz”un “40”ı geçti;“5 Haydut”tan birisun; hem “beyuk”, hem “irisun!”“PKK-YPG”yi, sorarum kim “dost” seçti?Hep “Siyon”un yaninda, “şeytânlarun pîrisun!..” Ula “Coni Gâvuri”, “katillerlan” iş tuttun; “Adâlet”in “A”si yok, “eşitluğu” kuruttun; “Güven” yok, “samimiyet”; “eyiluğu” unuttun; “Orta Çağ”da kalmişsun, “Yeni Çağ”dan gerisun!.. Ula “Coni Gâvuri”, “İblis’e iş” komadun; “Yahûdî”yi beslersun, sanki gelûn-damâdun; “Vietnam”dan kaça-kaç, “Afganya”da durmadun; “Welcome” artık denmeyi, “istenmeyen çerisun!..” “Evune Dön” diyen çok, “yuzuni şeytân görsun”;“FETO”ya bel bağladun, “başuğan çorap örsun”;“NATO” sanma senundur, “harp çıksun da görursun”;“Silâh-araç ve gereç”, Sen sâde “bi verisun!..” Ula “Coni Gâvuri”, “yetti gari” soyletma:“Başkan mektup yazmasın, çıkartmayı bekletma……“RTE dizgine gelmez, bak Akar’ı delletma……SİHA-DİKA nam saldi, ola ki geberusun!..” “Tel-Aviv” ve Erivan”, sayende palazlandi; Biz “sulh/barış” dedukça, Sana bakıp nazlandi;RTE “On minut” dedi, ciğerler birden yandi; Erbakan ne demiştu, Sen “anlinun terisun!..” KAYIKÇ’Ali yaz-soyle, şu “Coni Gâvuri”na; Kapulmasun “atom”un, “yıkıcı gururi”na; Bir “Corona” tuşladı, ne oldi “onuri”na?“5 Haydut”tan birisun; hem “beyuk”, hem “irisun!..”