“BATI: BÂTIL YOL”DA, “SİYON’A KALKAN!..” ALİ KAYIKIÇI/DEREBAHÇELİ (“RTE”ye “milyon alkış”, “malûmlar”a taşlama, mısra-mısra haşlama): * “6 Nisan 1994: Afrika ülkesi Ruanda’da Hattularla Tutsiler arasında başlayan iç savaşta 800.000 kişi öldü. Ruanda’nın başşehri Kigali’de, içinde bulundukları arabanın havaya uçurulması sonucu Hattu etnik çoğunluğuna mensup Ruanda Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana ve Burundi Devlet Başkanı Cyprien Ntaryamira öldü. Ertesi gün Hattu etnik grubu tüm ülkede katliâmlar yapmaya başladı. Nisan-Temmuz aylarında Tutsi soykırımı ve muhalefetteki Huttuların öldürülmesiyle yaklaşık 750.000 Tutsi ve 50.000 Hattu öldürüldü. 100 gün devam eden iç savaş ve soykırım, ancak Kagame liderliğinde bir ulusal uzlaşma hükûmetinin kurulmasıyla durdurulabildi. Bu iç savaşta, İngilizce konuşan ve bölgede İngiliz kültürünün temsilcisi durumundaki Tutsiler, Amerika ve İsrail tarafından desteklendi. Buna karşılık Amerika’nın Afrika’daki nüfuz bölgelerine karşı büyük bir mücâdele yürüten Fransa da Hattular’ı destekledi. Eritre yoluyla Kızıldeniz’i Araplar’a ve Fransızların nüfuz bölgesine kapatan Amerika ve İsrail; Burundi, Ruanda ve Zaire’nin doğusuyla da Araplar’ı karadan çevrelemek istiyordu. Ruanda olaylarında “Barış Gücü Komutanı General Romeo Dallaire”nin bütün çağrılarına rağmen Birleşmiş Milletler Teşkilâtı (BMT), tepkisiz kaldı. Dallaire’ye göre o dönemde 5.000 kişilik bir kuvvet, katliâmı durdurmaya yeterli olabilecekti. Tüm bunlara rağmen olaylar devam ederken Birleşmiş Milletler (BM) sessiz kalmayı tercih etti ve herşey olup bittikten sonra özür diledi. BMT eski Genel Sekreteri Butros Gali, o dönemde olaylara ‘soykırım’ adını veremediklerini, bunu yapabilselerdi şüphesiz müdâhale edebileceklerini dile getirdi. Yine ABD Başkanı Clinton da bir konuşmasında milletlerarası toplumun hatâlı olduğunu… belirtti.” (Kronolojik Kültür- Sanat, Tarih Ansiklopedisi-Oğuz Çetinoğlu; Vatan Gazetesi Yay. İst. 2011, C. 2, sy. 957-958)
aygıdeğer Okuyucularımız!..“19 Nisan 2025” tarihli “Sabah Gazetesi”nin “manşet” olarak verdiğ ve 1’nci sayfasında da “ULUSLARARASI DÜZEN ZALİMLERİN OYUNCAĞI”, “BİR AVUÇ ZORBAYA EYVALLAH ETMEYİZ!” ve “GAZZE’DE 2 MİLYON TUTSAK VAR!..” şeklindeki başlıklarla “dopdolu” olarak işlediği, aynı tarihli başka gazetelerin ise “Gündem Sayfası”na taşıdığı, değil ki “18 ay”ın, hatta yakın yılların en önemli siyasi gelişmelerinden biri de bizce “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu”nun İstanbul’da yaptığı “Toplantı” olmuştur. Bu toplantıda “Asrın 4 Lideri”nden biri olan Sn. Cumhurbaşkanımız R. Tayip Erdoğan, özetle şunları söylemişlerdir: “- Filistin dâvâsını savunmak, sâdece mazlum bir halkı savunmak değildir; insanlığı, barışı ve adâleti savunmaktır.-Filistin dâvâsı, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliâma maruz kalmış bir halkın haysiyet dâvâsıdır. -İsrail hükûmeti; çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet hâlinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. -Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliâm politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor(lar). -Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur.-Üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum: İslâm dünyâsı da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir. -En küçük hadisede ambargo silâhını çeken Batılı devletler, İsrail’e karşı neredeler?-Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi (de) 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler. -Uluslararası hukuk, adâleti tesis etmenin değil, güçlünün gücünün tahkim etmesinin aparatı hâline gelmiştir. -Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların Gazze halkının direnişine terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. -İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazzeli kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selâmlıyorum. -Sâdece vicdan sahiplerini değil, İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felâkete karşı harekete geçmeye dâvet ediyorum. -İsrail yönetimi; bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak, bir nevi açlıkla-susuzlukla-ilâçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. -Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar, Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini ortaya koyuyor. -Bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hâli, bir ân önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır. -1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. -Gazze Gazzelilerin, Filistin Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci evlerine dönmeyi beklerden yeni göçlere asla tahammülümüz olamaz. Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. -Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın; Filistinlileri, binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur.” (Türkiye Gazetesi; 19.04.2025, sy. 11)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Dile getirilen bu hakîkatler karşısında biz de “Sn. Cumhurbaşkanımız”a yerden göğe kadar hak veriyor ve “Bâtıl Yol”da “Siyon”a her türlü yardım ve desteği sağlayanları bütün kalbimizle “lânetliyor” ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız bu “taşlama/hicviyeleri”mız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla… = = = ( - 1 - ) = = = “Batı: Bâtıl yol”da, “Siyon’a kalkan”;Ne “zulmü” görüyor, ne bir “Dur!..” diyor!..Yıllar var ki “RTE” ve bir de “Hakan”;“Kudüs!.. Gazze!..” diye, “dikkat” çekiyor!.. “Batı: Bâtıl yol”da, sanırsın “uydu”;Ne “olanı” gördü, ne “imdât” duydu;“ConiHom” devrede, “sağırdı-buydu”;“Vandalca” besliyor, “sürgün” istiyor!.. “Batı: Bâtıl yol”da, “Gazze’de kör”dür; “NATO”yu sorma hiç, tam bir “nankör”dür; “BM” diyorsun ya, “kroki-sör”dür; “Veto”lar yedikçe, “bön-bön” bakıyor!.. “Batı: Bâtıl yol”da, bi koşu gitti; “Netanyah’” yanında, ânında bitti; “Vicdânlar kanattı”, “adâlet” bitti;Bir “Brüksel” var ki, canlar yakıyor!.. “Batı: Bâtıl yol”da, “sınıfta kaldı”;“İnsan hakkı” falan, hep bir “masal”dı; “Basın/Press” öldü, “kalem kısaldı”;“Mürekkep” yerine, kanlar akıyor!.. “Batı: Bâtıl yol”da, “Siyon’a meze”;“Parlamento”su var, “lâfbaz/geveze”;“Kadın-çoçuk hakkı”, dönmüş “çereze”;Ne bir “göreni” var, ne de takıyor!.. KAYIKÇ’Ali der ki, “Siyon’a kalkan……Batı: Batıl yol’da, asırlık volkan……Filistin/Gazze’de, su yerine kan……Kan akıyor beyler, su yerine kan!..” = = = ( - 2 - ) = = =“Sovyetler”i gördük, “nasıl” da “gitti”;“Hitler” canavarı, “30 Nisan”da……E. Braun ile bir günde bitti!..”“İtrail” katletti, “Rahmân(*) incitti”;“ABD” ortaktır, “dökülen kanda!..” Ve “AB”yi gördük, “Tel Aviv yol”da; Sıraya girmişler, “Avro’lar kol”da; “Hamas: Terörist”tir, lâfları “solda!..”“İtrail” katletti, “Rahmân(*) incitti”;“BM”yi sormayın, O sanki “mol”da!.. Ve “NATO”yu gördük, “Coni uydusu”;“İslâm Dünyası”nın, “derin uykusu”;“Şiî-Vehhabî”den, “kurulmuş pusu!..”“İtrail” katletti, “Rahmân(*) incitti”;“Arz-ı mev’ud” sanki, “Gazze tapusu!..” “Ö. Özel”i gördük, “canı çekiyor”;“Düşünce-inancı”, “kanı çekiyor”;“Sosyal demokrat”lık, “yanı çekiyor!..”“İtrail” katletti, “Rahmân(*) incitti”;Bazen bugün-yarın, “anı çekiyor!..” KAYIKÇ’Ali der ki, “Gazze-Şeria……Ürdün vadisinde, garip Eriha……Kâh uçak bombası, bazen de Siha!..”“İtrail” katletti, “Rahmân(*) incitti”;“Hitler” canavarı, “bir gün”de bitti!..------------------------------------------------------------- (*): Rahmân: Dünyâda bütün yaratıklara rızıklarını veren, her an bütün mahlûkât hakkında hayır ve rahmet irâde buyuran, mahlûkâtın hepsine sayısız nîmetler veren mânâsında Allahü teâlânın Esmâ-ül-hüsnâsından (güzel isimlerinden). (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü; C. 2, sy. 126) = = = ( - 3 - ) = = =“30/Otuz” yıl öncesi, işte “Ruanda”;“Hattu”su “Tutsi”si, öldü “bir ânda”;“ABD-İsrail”, “ortaktır kanda!..”“800/Sekizyüzbin” kişi; can verdiler, can; “Hattu’cu Fransa”, oldu “öbür yan!..” “BM-Barış Gücü”, “General”i var; “Sessizlik”: “Siyon”un işine yarar;“Butros Gali” nâçâr, vermedi ayar!..“800/Sekizyüzbin” kişi; can verdiler, can; “Hattu’cu Fransa”, oldu “öbür yan!..” (“Soykırım yok” ise, müdâhale yok);Bunu diyen “Lider”, etrafta pek çok; “Brüksel”in ağzı, “Washington-Newyork!..”“800/Sekizyüzbin” kişi; can verdiler, can; “Hattu’cu Fransa”, oldu “öbür yan!..” Kayıkç’Ali der ki, “Le Monde” yazdı; “İnsanlık adına”, bu bir “ikaz”dı; Şu “Vandalizm” var ya, “Bâtıl”dan azdı!..“Hattu’cu Fransa”, oldu “öbür yan!..”“Filistin-Gazze”yçün, uyuma uyan!.. = = = ( - 4 - ) = = =Çok “zalîmler” geldi, “bir bir göçtüler”;Çoğu “toptan” gitti, bir “hörgüç”tüler; “Kral”dı, “tiran”dı; “âsi güçtüler!..”Kâh “Firavûn” idi, bazen “Başbakan”;Kâh “Biden-Trump”tı, “masûm can yakan!..” “Çocuk-kadın-bebek”, “yaşlı” demeden; “Süt yerine kan”lar, aktı “memeden”;“Aç-susuz” yattılar, kaç gün “yemeden!..”Kâh “Firavûn” idi, bazen “Başbakan”;Kâh “Biden-Trump”tı, “masûm can yakan!..” Sorsan “Demokrat”lar, “Çağdaş İnsanlar”;Bunlar “İns-i şeytân”, “hak”tan “ne anlar?”;“Su”yu geçti burda, “akmakta kanlar!..”Kâh “Firavûn” idi, bazen “Başbakan”;Kâh “Biden-Trump”tı, “masûm can yakan!..” “Gazze direnince”, “terör” diyorlar; “Terör/Terörist” kim, hep “biliyorlar”;Ne “gıda-ilâç” var, çok “gizliyorlar!..”Kâh “Firavûn” idi, bazen “Başbakan”;Kâh “Biden-Trump”tı, “masûm can yakan!..” KAYIKÇ’Ali der ki, “İbretlik olay……Ehl-i küfür birdir, isimler alay…Şeytanlar oynuyor, İblis’ten halay!..”Kâh “Firavûn” idi, bazen “Başbakan”;Kâh “Biden-Trump”tı, “masûm can yakan!..”
S |
S |