DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI “
BABA”(!)YA BAK “LÂF”A BAK, “İHÂNETE-GAF”A BAK!.. (“Malûmları taşlama/mısra-mısra haşlama”): * “(Ey Resûlüm!) Onları iş bitirildiği (hesâb görüldüğü) zamanın dehşeti ile korkut. Onlar hâlâ gaflet içindedirler. Onlar îman etmiyorlar.” (Kur’ân-ı Kerîm; Meryem Sûresi-âyet 39)
* “Ey insanlar! Ölmeden önce gafleti bırakın, Allahü teâlâya dönün. Tövbe istiğfâr ederek Allah’a kulluk edin. Sizi oyalayıcı işleriniz çoğalmadan yararlı işler yapmağa gayret edin. Allahü teâlâyı çok çok anın. Rabbinizinin rızâsını kazanmaya çalışın.!.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)* “İnsana zararı en şiddetli olan şeyin ne ollduğunu bilmek istedim. Anladlım ki, bu gaflettir. Gafletin insana yaptığı zararı, Cehennem ateşi yapmaz. Yâ Rabbî! Bizleri gaflet uykusundan uyandır!”
(Bâyezîd-i Bistâmî “r. aleyh”)* Gaflet: Gâfillik, olup bitenden habere olmamak, dikkatsizlik, ne yaptığını bilmemek, umursamamak.” (Sözlük) aygıdeğer Okuyucularımız!..“Türkiye Gazetesi Yazarı ve TGRT Yorumcusu Sn. Fuat Uğur”, 22 Haziran 2021 tarihinde neşredilen
(“Acılı Baba”ya ve CHP’deki Dilsiz Şeytanlara Bir Hatırlatma) başlıklı yazısında; oldukça dikkat çekici bir tespitte bulunmakta ve aynen şöyle demekte idi:
“Artık tezgâhlaldıkları provokasyonlar da küf kokuyor. HDP İzmir il binasına yapılan saldırı tam da böyleydi. Saldırı ve cinayet duyulur duyulmaz asıl katil ‘Buradayım’ diye bağırdı. Saldırganın suratından ‘Ben bu işler için formatlanmış bir tetikçiyim’ ifadesi dökülüyordu sanki. Beni asıl HDP il binasında çaycı annesinin yerine orada bulunduğu sırada öldürülen Deniz Poyraz’ın babası Abdülillah Poyraz’ın söyledikleri şaşırttı. Baba’nın ‘Tayyip (Cumhurbaşkanı Erdoğan) ve ekibinin yapmaya çalıştığı; Osmanlı dönemi gibi tüm Kürdistan’a, Suriye’den, Irak’a saldırmak. Allah dağdakilere (teröristlere), gerillaya güç kuvvet versin. Deniz benim Deniz’im değil, Kürdistan’ın denizidir. Biz ne kadar bedel ödesek dağda tankların tüfenklerin karşısında olan aslanlalrın (PKK’lılar) hakkını ödeyemeyiz. Allah onların mertebesini yükseltsin’ demesi. Bir provokatör tarafından hayatı sonlandırılan Deniz Poyraz’ın arkasından yavrusu için yas tutamayacak kadar duygusuz bir anne ve babaya sahip olması ne acı. Acılı babadır, ağzından çıkanı kulağı duymuyor demeyi çok isterdim. Ama PKK’lıları kastederek ‘Allah onları gökyüzüne ulaştırsın, mertebesini yükseltsin’ diyen ‘Baba’ya tek diyeceğim şu: ‘Onların Allah inancı yok, Abdülillah Bey. Kızının katilleri hemen yanı başında. Sana bu lâfları söyletenler…Bu sözler sayesinde gelinen noktada nasıl zehirlenmiş ve düşmanlaştırılmış bir kitle olduğunu ama yine onların demokrasinin konforundan sonuna kadar istifade ettiğini ve onlara bu konforu sağlayan devletin liderlerine nasıl iftira atıp hakaret edebildiklerini yeniden idrak ettik.” = = = (*** ) = = =aygıdeğer Okuyucularımız!..“Fuat Uğur” Bey Kardeşimizin dediği gibi, bu hadise ve sonrasında söylenip yazılanlar vesilesiyle bir kere daha anlayıp idrâk etti ki, “
Milli Eğitim”; “Millî-Mânevî” bir eğitim olmamakta, olamamakta ve bilcümle iç ve dış “
Haşaratlar” da bu fırsattan faydalanarak şen’i niyetlerle insanımızı zehirlemekte, beyinlerinden esir alınmış (mankurtlaştırılmış) satılmışlar sayesinde de “at oynatmaya” devam etmektedirler…Kızını, bir “
PKK terör olayı”nda kaybeden “
acılı baba”nın lâfları böyle mi olmalı idi?..
Eren Bülbül’lerin,
Aybüke Yalçın,
Necmettin Yılmaz Öğretmenlerin, izne çıkan silâhsız
Mehmetçiklerin, canlı bombalı katiller vasıtasıyla katledilen onlarca vatan evlâdının… ve daha yüzlerce, binlerce şehîdimizin kanına giren PKK/KCK’lı hainlerin lânetlenmesi gerekirken, bunları yapanların ve yaptıranların âdeta göklere çıkarılarak övülmesi… Olacak şey midir?..Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
“Bir saldırı”, “bin ithâm”; diller “kalbi faş” etti; Bilcümle “Haşaratlar”, “köşelerden” fırladı!..Gizli-aş’kâr “Hain”i, “lâfları flâş” etti; Onca “Pislik/Kanal”dan, “Hant!.. Hant!..” deyip hırladı; “Sözcükler: Çer-çöp” iken, “ağızlarda taş” etti!.. “Gâfiller-İmânsızlar”, “Rage”(*) gibi saldırır; “Şeytân” istirahatte, buna yerin aldırır; “PKK”ya gözyumar, bize “kazan kaldırır!..”Bilcümle “Haşaratlar”, “köşelerden” fırladı;Onca “Pislik/Kanal”dan, “Hant!.. Hant!..” deyip hırladı!.. “Osmanlı Düşmanlığı”, “RTE” ile zirvede; “Lâfları”na bak anla, işte kalbi zırvada; “Katile duâ” eder, sorsan bir “terörzede!..”Bilcümle “Haşaratlar”, “köşelerden” fırladı;Onca “Pislik/Kanal”dan, “Hant!.. Hant!..” deyip hırladı!.. Bir de “aslan” demez mi, “Coni Finoları”na; “Çanak Yalayanı” var, tapınan “$/Doları”na; “Trump”tan ve “Biden”den, bir düğüm “yuları”na!..Bilcümle “Haşaratlar”, “köşelerden” fırladı;Onca “Pislik/Kanal”dan, “Hant!.. Hant!..” deyip hırladı!.. “Baba”(!)ya bak, “lâf”a bak; “ihanete-gaf”a bak! Şu “cenaze günü”nde, katıldığı “saf”a bak!“Hak” ve “mertebe” diyor, gittiği “taraf”a bak!..Bilcümle “Haşaratlar”, “köşelerden” fırladı;Onca “Pislik/Kanal”dan, “Hant!.. Hant!..” deyip hırladı!.. “Uğur Gardaş”ım yazdı, “Dilsiz Şeytânlar” dedi; “Eren”den “Aybüke”ye, “hayırla yâd” eyledi; “Baba”(!) denen “robot”u, bi güzel lânetledi!..KAYIKÇ’Ali diyor ki: “Haşaratlar” fırladı……Onca ‘Pislik/Kanal’dan, ‘Hant!.. Hant!..” deyip hırladı!..---------------------------------------------- (*): Rage/Rabies: Kuduz “DUÂLARDAN NASİP ALMAK” İSTERSEN!.. * “Bana (hâlis kalb ile) duâ ediniz. Duânızı kabul ederim.” (Kur’ân-ı Kerîm; Mü’min Sûresi, âyet 60)* “Mü’minin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır duâ kabul olur. Bir melek,
‘Allah, bu iyiliği sana da versin! Âmin!’ der. Meleğin duâsı red edilmez.”
, “Beş vakit farz namâzdan sonra yapılan duâ kabul olur.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)* “Zâlim kimseleri, âdil diye medh edenin ve din düşmanlarının ölüsüne, dirisine duâ edenin îmânı gider.”
(Tam İlmihâl-Seâdet-i Ebediyye)* “Duâ: İsteme, yalvarma, çağırma. Kendisi veya mü’min kardeşi hakkındaki bir arzûsunu, yalvararak Allahü teâlâdan istemek.
” (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü; C. 1, s. 87) aygıdeğer Okuyucularımız!..İslâm Âlimlerinin büyüklerinden olup, 471 (m. 1078)-561 (m. 1166) târihlerinde yaşamış bulunan
Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî (r. aleyh)
Hazretleri tarafından kaleme alınmış olan ve
A. Fâruk Meyân tarafından da dilimize kazandırılmış kıymetli eserlerden “
Guyyetü’t-Tâlibîn” (İlim ve Esrâr Hazînesi) adlı eserin 2. cildi 424-425’inci sayfalarında,
Hz. Ali (r. anh)dan nakledilen ve “
Rehber İlmihâli” adını taşıyan
Emekli Müftü, İlâhiyatçı Yazar ve Av. Hasan Yavaş’ın kitâbının 150. sayfasında da yeralan bir hâdis-i şerîfte, “
Namâzı özürsüz kılmayan kimseye, Allahü teâlâ onbeş sıkıntı verir. Altısı dünyâda, üçü ölüm zamanda, üçü kabirde, üçü kabirden kalkarkendir. Dünyada olan altı azâb şunlardır: 1- Namâz kılmayanın ömründe bereket olmaz.2- Yüzünde, nûru bulunmaz.3- Hiçbir iyiliğine sevâb verilmez.4- Duâları kabul olmaz.5- Onu kimse sevmez.6- Müslümanların iyi duâlarının buna faydası olmaz.” Diye buyurulmaktadır.
= = = (***) = = = Bu satırları okuyunca aklımıza “
Duâlardan nasip almak istersen” diye genç kardeşlerimize mısra-mısra seslenmek geldi. Sonra da ortaya, aşağıda okuyacağınız şiir çıktı. Diyoruz ve dahi bu şiirimizle de
Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakmak istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
“Duâlardan nasip almak” istersen; “Salât”a gel, “namâz”a gel, 5 vakit!.. Dünyâ-âh’ret”, “nîmet bulmak” istersen; “Salât”a gel, “namâz”a gel, 5 vakit!.. “Ömrünüzde bereketi” ararsan; “Yüz nûru”yla, “divânı”na durursan; “Bir iy’liğe”, kat-kat sevâb umarsan; “Salât”a gel, “namâz”a gel, 5 vakit!.. “Duâlarım kabul olsun” diyorsan; “Müslümanlar beni sevsin” diyorsan; “Dünyâ-âh’ret”, “yüzüm gülsün” diyorsan; “Salât”a gel, “namâz”a gel, 5 vakit!.. “5 vakit”te, “çağrı” seni çekmişse; “Her abdest”in, “küçük günâh” dökmüşse; “Kul divân”da, boynun “Hakk’a” bükmüşse; “Salât”a gel, “namâz”a gel, 5 vakit!.. “Bereket” var, hem işinde, aşında; “Nûr” gezinir, hem yüzünde, kaşında; “Câmi-namâz”, sevgisi genç yaşında; “Salât”a gel, “namâz”a gel, 5 vakit!.. “Vah”lar olsun, “müezzin”e sağıra; “Yuh”lar olsun, “boşlayana” ağıra; “Şeytân” kaçar, “Gel!.. Gel!..” diye bağıra; “Salât”a koş, “namâz”a koş, 5 vakit!.. KAYIKÇ’Ali, “duâlardan nasip” var; “5 vakit”te, “namâzını kılanlar”;Bunlar “paydaş”, bunlar “hisse” alanlar; “Salât”a koş, “namâz”a koş, 5 vakit!.. ŞU ÂN “13 PARTİ” VAR, ŞU “MECLİS-İ ÂLΔDE!.. (“Malûmları taşlama/mısra-mısra haşlama”): “İnsanlara baktım; birbirlerinin mallarına, mevkilerine ve ilimlerine göz dikerek, fırka fırka, parti parti ayrılarak, birbirlerine düşmanlık ettiklerini gördüm ve şu âyet-i kerîmeyi düşündüm: ‘Sizin düşmanınız şeytândır. Yâni sizi, Allah yolundan, Müslümanlıktan ayırmak için uğraşanlardır. Bunları düşman biliniz!’ Kur’ân-ı Kerîmin doğru söylediğini bildim. Şeytânı ve onun gibi Müslümanlarla uğraşanları düşman bilip, sözlerine aldırmadım, onlara uymadım. Onların tapındıklarına tapmadım. Allahü teâlânın emirlerine itâat ettim. Ehl-i Sünnet Âlimlerinin gösterdiği yoldan ayrılmadım. Kurtuluş yolunun, doğru yolun, yalnız Ehl-i Sünnet yolu olduğuna inandım.” aygıdeğer Okuyucularımız!..Yukarıya aldığımız sözler; insanlara doğru yolu gösteren, hâl ve hareketleri ile örnek olan,
Peygamberimiz Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)in vârislerinden olan
“Evliyâları”nın seçilmişlerinden “
Hâtim-i Esam” (r. aleyh)ın sözleridir.“
Türkiye Gazetesi” tarafından okuyucularına “
hediye” edilmiş kitaplarından biri olan “
Türk Dünyası Evliyaları/2; İstanbul 2006, s. 143”ten naklettiğimiz bir tespittir ve bir bakıma da bizlerin, içinde bulunduğumuz bu yılların âdeta bir özeti/aynası gibidir.Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (*** ) = = =Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; Her birisi “Ben” diyor, “Cumhur-Millet” bi başka; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!..“İlm-i siyâset” ayrı, “politik olmak” lâçka; Gözler parada-pulda, îtibârlar “malî”de!.. “Çamur at izi kalsın”, “tencere dibin kara”;“Günlük siyasetler bu”, “dürüstü mumla ara”;“Bir seçim olacaksa”, “dolar-taşar Ankara!..”Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!.. “İç Düşman: Binbir Surat”; “AB”, “Coni” küsûrat; “Söz Milletin” denmişti, nerde “AP”li kırat?“Menderes-Bayar” nerde, “Demirel: Binbir Surat!..”Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!.. “Türkeş”, “Özal” nerdedir, “Eceruf” bir perdedir; “Gürsel”, “Evren Paşa”lar; bilinen “sergerde”dir; “Toprak” olup gittiler, hepsi “kara yerde”dir!..Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!.. “Muhsin”i kimler yedi, “Erbakan” neler dedi?“MİT” i düşmanmış gibi, kimler tuttu mimledi?“FETÖ: Mehdi” pozunda, “Pensi…”lerden “halt” yedi!..Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!.. “Oniki asır” önce, “Hatim-i Esam”a bak; O “Seçilmiş Evliyâ”, “teşhisi doğru” mutlak; “Fırka-fırka bölünmek, parti-parti ayrılmak!..”Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!.. KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, bu “devrân sürer” böyle; Bir “Korana” türedi, irtibat koptu köyle; “TBMM”miz malûm, “terör besliyor” reyle!..Şu ân “onüç parti” var, şu “Meclis-i Âlî”de; “Yetmişiki millet” var, “buçuk”luk “ahali”de!.. 
