DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI “AFET ÇANTAN” HAZIR MI, “TECDÎD-İ İMÂN” EYLE!.. * “Kapalı yerde iken ‘zelzele’ olursa, oradan açık bir yere kaçmak müstehabdır.” (Redd-ül-Muhtâr)* “Depremden önce, amelin enkazına dikkat… Deprem, muttakiler için ibret vesilesidir. Deprem bize acziyetimizi gösterir. Rabbü’l Âlemin olan Cenâb-ı Allah’ın, bir yaprağı oynatmasıyla koca bir kâinatı sarsması arasında bir fark yoktur. İkisi de aynıdır Allah için. O’nun için zor diye bir şey yoktur. Aynı anda yok eder, var eder. Buna hiç kimse mani olamaz. Bunu yaparken kimseye danışmaz. Bunu yaparken ya adâlet olur, ya rahmet olur. Âleme zulüm de etmiş olmaz.” (Prof. Dr. Dilaver Selvi-Marmara Üniv. İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Kürsüsü Öğretim Üyesi
; Diriliş Postası Gazetesi, 29.09.2019, s. 2
) aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere; önceki hafta İstanbul-Silivri açıklarında yaşanan bir deprem sebebiyle ülkemiz âdeta bütünüyle bir sarsıntı geçirmiş gibi, insanlarımız tedirgin olmuş ve yetkililer de zaman zaman “
Afet Çantanız Hazır mı?” diye sorarak kişileri bir ön hazırlık için düşünmeye ve harekete geçmeye sevk etmişlerdir.
“Prof. Dr. Sn. Dilaver Selvi”nin kendisi ile yapılan bir röportaj sırasında verdiği cevabı, yukarıda
“serlevha” hâlinde Sizlerle paylaştık. Bu cevap bizi; maddî bakımdan yiyecek, giyecek, hijyen malzemeler vb. yanında mânevî yönden de bir “
hazırlık” içinde olmamız bakımından düşüncelere sevk etti. Sonrasında da aşağıda okuyacağınız mısraların yazılmasına sebep oldu.Diyoruz ve bu husustaki şiirimiz ile
Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz.Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = * = = = “Afet Çantan” hazır mı; “Tecdîd-i imân” eyle; “Evin sağlam” olsa da, “ibâdetin” çürük mü?“İtikâd”: “Temel” gibi, “namâz” ile de peyle; “Zekâtları” verdin mi, yoksa “ah’rette” yük mü?.. “Kötü amel enkazdır”, üstüne çöker yoksa; “Hayır/Sevâb” az ise, hem “günâhların” çoksa; Asıl “deprem” o zaman, insan düşünüp-korksa!.. Her dem “abdestli” gezsen, “el-ayağın” dürük mü; ?“Niyetle olur abdest”, “başın denize” soksa!.. Ne “gönül” kır, ne “kafa”; “cemâat” ol, gir “safa”;“Rehberin Kur’ân” olsun ve “Muhammed Mustafa”(*);“İçki”, “kumar” ve “ribâ”; çeker öbür tarafa!..“Sigara zehirliyor”, “ciğer” burna körük mü?“Ez paketi aç çöpe”, saklama asla rafa!.. “Ölüm: Büyük deprem”dir, dahası ilk “Kıyâmet”;“Afet Çantan” hazır mı, “doğmak” ona “alâmet”;“İmânsız giden” için, “felâketten felâket!..”“Tecdîd-i imân” eyle, “kalb-akıldan” yörük mü?“Yol: Ehl-i Sünnet Yolu”, “Kabir-Mahşer-Selâmet!..” “Afet Çantan” hazır mı; “Berzâh” var, “Mahşer Günü”;Kimine “Cehîm” olur, kimi yapar “düğünü”;“Âşık” “kavuşmak” için, ister hep “öldüğünü!..”“Hayât” iki yönlüdür, yüz “ukbâ”ya dönük mü?Kimi “meydan” bırakır, kiminin yaşar “ünü!..” KAYIKÇ’Ali yaz-söyle; “Afet Çantan” var mıdır?“Dünyâ: Çile Yeri”dir, üç günlük pazar mıdır?Nice “ömür sürsen” de, “mezar” geniş-dar mıdır?“İbâdetler nûr” olur, “kabir mumun” sönük mü?İster “80-100” yaşa, “çok yaşamak” kâr mıdır?..